37.

1.3K 88 96
                                    

Sadık'tan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sadık'tan

***

Bu sabah İlhami'nin yanına uğramamıştım. Çünkü şehire, kız kardeşi Ceylan'ın yanına gidecekti. Bende otuz beş yıllık hayatımdaki tüm günlerden farklı olarak umutla gözlerimi aralamıştım. Sebebi de elbette yoluna canımı feda edeceğim adamın ta kendisiydi. Benim yanağımdan öpmüştü. Güzel dudaklarıyla gülümseyip günlüklüğüme nail olduğu için gurur duyduğunu söylemişti. Bu yüzden tam iki gündür dudaklarım gülümsemekten kapanmak bilmiyordu...

Şimdi ise kahvehanenin kasasında oturmuş bacak bacak üst üste atmıştım. İçine neşenin her tonu eklenen sesimle mutfak bölümündeki elemanıma seslendim. "Müslüm herkese benden çay dağıt aslanım. Bugünlük çaylar benden" dediğimde Levent olacak gereksiz vay be dercesine dudak büküp "Nerden çıktı bu Sadık. Evleniyor musun yoksa?" deyip kahkaha atarak devam etti "Ula sadık. Vallaha komik adamsın yahu! Tutuldun bir kara sevdaya unutamadın gitti şu kızı!"

Ağzım açık öylece ona bakarken keyfimi bozmamaya çalıştım. Elemanıma tekrar dönerek "Müslüm, Levent abiye parayla veriyorsun koçum" diye uyarımı yaptım.

Levent gereksizi daha da keyiflenerek "Ula sende hiç şakaya gelmiyorsun yahu. Altı üstü şaka yapalım dedik. Ne var bunda"

Masada duran tesbihimi elime aldım. İki tur dönderdikten sonra başımı kaldırmadan göz ucuyla masalarda oturan diğer köylülere baktım. "Levent abi! Abi şaka vardır. Bir de şaka vardır. Senin ki hep kaka oluyor nedense" köylüler bu söylediğime kıkırdarken, Levent yerinde huzursuzca kıvrandı. O da hatasını anlamış olacak ki yüzüme kaçamak bir bakış atarcasına "iyi iyi, şakayada gelmiyorsun artık. Yapmam bir daha!"

"Valla abi çok iyi edersin sanki. Şaka yap diye yalvarmıyoruz sana. Zaten seninkileri şakadan bile saymıyoruz. Sen düşün artık!!" kendini döndermeden masada duran elini hadi be sende der gibi savurup yüzüme ters bir bakış daha attı. Buruşturduğu yüzüyle mırın kırın etse de zerre kadar umursamadım. tesbihimi eski yerine fırlatarak günlük hesap yapmak için çekmecedeki hesap defterini çıkartayım dedim.

Eimi kasanın çekmecesine uzattım. Kasayı kendime biraz çektiğimde zorlanarak açıldı. İlk gözüme çarpan ise annemle çekindiğim fotoğraf oldu. Bana sarılmış, elini koluma atmıştı.

Bu fotoğrafla birlikte eskiyi hatırlarken, annemin yüzüme attığı ilk tokatın acısını tekrar hissederek elimi yanağıma götürüp yutkundum.

<<<10 Yıl Önce>>>

Yanağımı avucuma yaslamış, baş parmağımla okşayıp öylece düşünüyordum. İlhami'nin kız kardeşi evlenecekti bu akşam. Saatlerde yaklaştığı için evimizde bir hazırlık vardı. İlhami'de nişanlıydı. Kayın babası aylar önce kızının nişan yüzüğünü geri göndertmişti. Feyme teyze köyün büyüklerini devreye sokmuş, haftalar önce tekrar nişan yüzüğünü göndermiştiler

YASAKLI GÜNAHLAR    Where stories live. Discover now