¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Kızgın demir arasındaki ateşi karıştırmaya başladım. Ateş öyle harlı harlı yükselip alçalıyordu ki Sadık'ın kara gözlerinde de aynı yansımayı görüyordum. Hazırladığı sosta etleri terbiye etmişti. Saat ise şuan akşam yedi olup bahçeye çıkmış, mangalı yakmıştık.
Bende Sadık'ın karşısındaki tabureye oturmuş düşünceli bir şekilde kızgın ateşe bakıyordum.
En son dalgın dalgın ateşi karıştırmaktan vazgeçerek başımı önümden almadan gözümü yukarı kaldırdım. Sadık'a baktığımda gözünde yansıyan ateşle bir mucizeye bakar gibi bana bakıyordu.
Onun bu haline tebessüm ettim. Bilmeden çok kırmıştım yaralı yüreğini. Bu yüzden daha fazla günahına girmeden ona bir şans verecektim. Aslında günler önce aklıma koymuştum. Ama bugün bunu dile dökecek onu içinde bulunduğu karamsar duygulardan alacaktım.
Yüzümdeki tebessümü bozmadan "Niye öyle bakıyorsun?" diye sorduğumda başını iki yana sallayarak soruma soruyla cevap verdi
"Asıl sen niye dalgın dalgın düşünüyorsun dakikalardır?" diye sordu.
Ulan demek ki yıllardır bana bu kadar ilgili olması, beni köylüden koruması, ben olmasam bile köylüyü susturması bundandı. Bana olan sevdasındı.
Hem köylüler de Sadık'tan çok çekinirdi. Saygı gösteriyorlardı. Heybetinden dolayı onunla münakaşaya girmek istemiyorlardı.
Dudaklarımı dilimle ıslatarak "Sadık" dedim.
Cevap vermeden hmmlandı. Böyle tepki verince kahvelerimi ateşe dikerek gülümsedim ve alt dudağımı ağzıma yuvarlatarak başımı iki yana salladım.
Birkaç saniye sonra keyifli sesi kulağıma ilişti. "Ne oldu? Neden güldün?" sorusuna boğazımı temizleyerek gözümü karalarına diktim.
Biraz kibarlık çokça utangaçlık vardı üzerimde. "Sadık. Geçen gün günlüğünü okuduktan sonra" dediğimde bakışlarını anında benden çekti. Derin bir nefes içine alarak beni susturacaktı ki, buna izin vermeden susmayı için işaret vererek devam ettim.
"O günden sonra çok düşündüm. Sana karşı duygularım başka boyutlar kazandı. Doğru bildiğim gerçekler benden bir bir uzaklaşarak yepyeni gerçeklere kapı açtı" Sadık başını önünden kaldırmazken elimdeki küçük tahtayı da ateşe attım.
