Psikolojik Tahribat

15.3K 675 168
                                    

Sabah saat 4'te Oğuz başımda dikilmiş beni bekliyordu.


''Gene ne var '' diyerek yastığıma bir kez daha sarıldım.


''Kalk,sabah sporunu yapmamız lazım''


''Sabah sporu sabah yapılır Oğuz''


Yastığı kafamın altından çekti ve üzerimdeki örtüyü de kaldırdı.


Üzerimde geceliğimle kalakalmıştım.

Nefesini verip arkasına döndü.


''Kalk kızım,millet spora çıkmadan bitirmemiz lazım''


Zaten yaşadığım utançla hemen yataktan sıçramıştım.

Kamuflajımı giydim.


Önce kahvaltı yaptık.

Önüme bir sürü yiyecek koydu.

''Bugün bunlara ihtiyacın olacak yememezlik yapma '' dedi.

Evet beklerdim yani böyle bir şey.

Sonra araziye çıktık.

Oğuz bana çok ağır olduğunu düşündüğüm bir sırt çantası getirdi.


''Bu ne için?''

''Rutindir bu,sabah koşusu tam mühimmatla yapılır''

Sonra yavaşça sırtıma koydu.

Koyduğu gibi de beni tutmak zorunda kaldı.


''Tamam,tamam iyiyim ben''


Gülümsediğini görebiliyordum.


''40 kilo,7 kilometre hafif koşu''

İşte bunu yapabileceğimi sanmıyordum.

En sonunda araziye çıktığımızda bana silahları verdi ve ben nasıl yürüyeceğimi düşünüyordum.

Hafif tempoda o önde ben arkada koşmaya başladık

Koştuğumuz tesis içinde kalan engebeli,dağlık,çamurlu bir araziydi.


Saatimden sürekli kaç kilometre koştuğumuza bakmaya çalışıyordum ama daha üç kilometre bile olmamıştı.


Nefes nefese kalmıştım.Gözlerim kararmaya başlamıştı.En son çamura düştüğümü hatırlıyorum.

Sonra bir el beni havaya kaldırdı.

Tek eliyle hem mühimmatı hem beni nasıl kaldırdı?


''Asker,düşersen ölürsün,Ayağa kalk!''

Bana gür sesiyle bağırıyordu ve bu bile bana güç vermişti.

Tekrar koşmaya başladık.

O alışkındı ama ben hiç alışkın değildim.

Yüzümün bembeyaz olduğuna emindim.

512Where stories live. Discover now