Eve geldiğimde üstümü değiştirdim.
İki tane de kahve yaptım.
Sehpanın üstüne koydum.
Eşyalarım hala ortalıkta duruyordu ama en azından dağ görüntüsü kalkmıştı.
Sonra balkondan gene Oğuz girdi içeri.
''Kahven soğumak üzere,geç kaldın'' dedim.
Bir şey demeden kahvesini alarak içmeye başladı.
''Sanırım geç kalmış bir konuşma yapmamız lazım'' dedim.
Kafasını salladı ve o gece Avcıyla olan konuşmasını anlattı.
''Anlam veremiyorum Oğuz ben yasa dışı işlere bulaşmadım,arkamda intikam alacak adam bırakmadım,beni neden koruyorlar anlayamıyorum''
''Ben de anlayamadım kızım,bir de özel kuvvetlerdesin.
Başbakan bu kadar sıkı korunmuyordur yeminle.''
Güldüm
''O gün akşam beni nasıl buldun çatıda?''
Kahvesini sehpahanın üstüne bıraktı.
''Avcı iyi dostumdur,nasıl işler yaptığını da bilirim.
Her ziyarete geldiğinde güvenliğinden emin olmak için ona söylemeden
takip ederim.Sonra seni gördüm işte.
Erkek sandım.
Saçın falan hepsi şapkanın içindeydi.
Karanlıkta da zaten senin çıkmanı beklemiyordum.''
Kafama takılan soruyu sordum.
''Nasıl bu kadar sessiz olabiliyorsun,iri bi adamsın sonuçta''
Keyfi yerine gelmişti.
Kolumdan tuttu.
''Gel bunu da göstereyim''
Ayağa kaldırdı beni.
''Sessizlik ve hız bir bordo berelinin olmazsa olmazıdır.
Şimdi önce nefes önemli.
Nefesinin sesini bile duymamam lazım.
Nefes egzersizleri yapacaksın.
Nefesini tut.''
Dediği gibi tuttum.
''Önemli olan Nefesini tutarak ilerlemen,Silah al eline''
Silahımı elime aldım.
''Ben içeri geçiyorum,sen de yavaşça peşimden gel,nefesini bırakma''
YOU ARE READING
512
Action''Adın ne?'' ''Ceylan yazıyor dosyada'' ''Onu demiyorum kızım gerçek adın ne?'' ''Gerçek adım yok benim kodum var 512'' ''Hey Allahım, robot musun kızım sen ne kodu ne numarası, iyi Ceylan fazla bile sana '' Söylene söylene arabadan çıktı. Sabırlı o...