Düşük

10.4K 573 94
                                    

Ceylan.


Kantinde oturmuş Selim'le bir yandan çay içiyor bir yandan da askerlerin durumunu konuşuyorduk

''Komutanım şu bazuka işi çok iyi oldu.'' dedi çayından büyük  bir yudum alarak.


Yavaşça attığım şekerleri karıştırdım.


''Şu keskin nişancıyı iki üç güne adam ederim diyor Barış komutanın ama bakalım''dedim inanamazca.


Hevesle başladı konuşmaya


''Komutanım hani ben gittim ya Ahmetle'' dedi masaya eğilerek.


Evet gitmişti Barış'ın yanına.


''İşte öyle değişik tekniklerle başladık ki

Bana da gösterdi biliyor musunuz?

Size bir ara göstereyim ilerlemeyi'' dedi gülümseyerek arkasına yaslandı.


Arkasındaki tehlikeyi fark etmedi


''Ben de sana bir ara göstereceğim asker'' dedi elini Selim'in omzuna koyarak.


Selim panikle selam verdi.

Oğuz dudağının kenarıyla hafifçe gülümsedi.

Ama Selim'in anlayacağı bir şey değildi.

Bu sahte kızmalarında yaptığı bir şeydi.


Selim hızlıca çayını alarak kaçtı.


''Neden yapıyorsun bunu?'' dedim o karşımdaki sandalyeye hamle yaparken.

Anlamazlığa getirerek sordu sandalyeyi masaya çekti.


''Neyi asker?''


Çayımdan bir yudum daha alıp masaya bıraktım..


''Askerimi korkutmayı bırak komutan '' dedim gözlerimi dikerek.


Gülümsemesi büyüdü.


''Hayatımdaki hatunların etrafında dolaşırsa ben de onun etrafında dolaşırım asker''


Çocuk sanki playboy

Emir eri.

Hayır Deniz çocuğa atlamasa çocuğun ona bulaşacağı falan da yok.

Ayrıca efendi gibi konuştu.

Kendi kardeşine bakmıyor da benim askerime laf atıyor.


''Eğer o çocuğun kılına zarar geldiğini görürsem komutan

Sen düşün gerisini''

dedim restimi çekerek.

Bildiğin ödü patlıyordu çocuğun Oğuzdan.


Arkasına yaslandı.

512Where stories live. Discover now