Dağ Ceylanı

13.7K 662 10
                                    

Sabaha karşı iki gibi Oğuz beni uyandırdı.


''Kalk asker intikale gideceksin''


Zihnen çabuk kendime gelmiştim.

Bugün önemli bir gündü.

Zaten odanın dışarısında sesler vardı.

Herkes yavaştan toparlanmaya başlıyordu.

Timimi bulup hazırlandıklarından emin olmam lazımdı.

Kalkıp kendime geldim.


''Dikkatli ol asker''


Oğuzun keyfi kaçmıştı ama kaçacak bir şey yoktu.

Kalabalık gidecektik.

Yanına gidip sarıldım.


''Mevzide görüşürüz''


Diyecek bir şey yoktu fazla.

Bu odadan çıktıktan sonra başka bir dünya oluyordu her şey.

Hatta bu odadayken bile kapı altından sızıyor,pencere kenarlarından yüzümüze yansıyordu.

Burası da sığınak değildi bizim için.

Bedenimiz burada olsa da aklımızın çoğu dışarıdaydı.

Zaten başka bir türlüsü de düşünemezdi.


Odadan çıktım.

Operasyon için giyindim.

Soyunma odasında da hareketlilik vardı.

Herkes her yerde askerler sürekli birbirlerine bağırıyor acele ediyorlardı.

Çok bir şey bildiklerini sanmıyordum.

Ama bir tatbikat ya da intikal bile onları heyecanlandırıyordu.


Sedat komutanın odasına girdim.

Kalabalıktı.

Bir sürü komutan vardı.

''Gel kızım'' dedi

Ben de masanın başında gösterdiği yere geçtim.


''Ceylan siz iki tim şu istikametten ilerleyeceksiniz.

Diğer timin komutanı Yusuf yüzbaşıyla ilerleyeceksiniz.''

Komutan başıyla selam verdi.

Yaklaşık 35-40 yaşlarındaydı.

Bu araziyi bilmesi iyi olmuştu.


''Arkanızdan bölük olarak ben geleceğim.

Sizin timler ağır silahlar taşımayacak.

Sizin en önemli göreviniz teröristlerin dağlarda gözcüleri var.

Onlar haber yollamadan halletmek.''


Yusuf yüzbaşıyla birbirimize baktık.

Yapılırdı.

Zaten tim o kadar çok askerle olmadığı için

saklanarak ilerlememiz kolay olacaktı.


512Where stories live. Discover now