Deniz taşkını

8.1K 392 160
                                    


Tugaya dönüş yolunda jet hafifçe sallanıyordu.Hava  rüzgarlı ve yağışlıydı.

Küçük pencereden izlediğim kadarıyla bulutlar pek de dağılacağa benzemiyordu.

İçim ise tamamen karman çormandı.

Annem olduğunu söyleyen bir kadın,

Aynı zamanda Gül'ün kardeşim olduğunu da söylemişti.

Gül'ü doğurmak için en yakın dostlarından yardım almış,sonra da adamın ihanetine uğramış Gül'ü görememişti,

Nihayet babamdan tekrar yardım istemiş ve Gül'ün iyi olması karşılığında bir daha Gül'ü de görememişti.

Buraya kadar belli bir mantık silsilesinde ilerliyordu her şey.

Fakat bu kadının gücü babamla anlayabildiğim kadarıyla eş değer olmalıydı ki devasa bir operasyonu durduracak güce sahipti.

Ses aygıtıyla alanda bulunan tüm kişileri etkisiz hale getirmişler sonra da bizim yerimize diğerlerinin icabına bakmışlardı.

Bu duyulmamış görülmemişti.

Hatırladığım gökyüzünün helikopterler ve bir çeşit jetlerle dolu olduğuydu.

Gerçekten bizi bulmak istese bulamaz mydı?

Babama kafa tutamaz mıydı?

Bu düşünceler beynimden geçerken yanımda duran Oğuz'a baktım.

Onıun da gözü dalmış pencereden dışarıyı seyrediyordu.


''Sence şimdi evlenmemiz doğru mu?

Bu karışıklığın içinde?'' dedim 


Yanağında bir kas keyifsizce gerildi.

''Her yerde düğüm var Ceylan.

Birinden çözmeye başlamamız gerekiyor.''


Haklıydı,en azından bir şeylerin yerine oturması gerekiyordu.

''Bir iki güne kalmaz tüm ayarlamalar hallolmuş olur.

Sen bunları düşünme annem ve Deniz yeterince yol katettiler''dedi ve pencereyi izlemeye devam etti

Gül ne haldeydi onu düşündüm.

Annesi olarak biliyordu o kadını ve babası sandığı kişi babası değildi.

Ona hayatı zehir eden adam babası çıkmıştı 

Ve bir de kardeşi.

Babam.

Vegas olayından sonra yüzünü bile görmek istemediğim adamın şimdi iki kızı vardı.

Birini korumuş diğerini ezmişti.

Herkesin tüm doğru bildikleri yanlış çıkmıştı.

Herkes bir anda bir dönme dolabın içinde uyanmıştı.


Alçalırken düşünebildiğim tek şey yarın ne olacağıydı,uzun vadeli planlar kuramaz hale gelmiştim.

Piste indiğimizde yavaş adımlarla çıktım.

Önden Gül ve Barış Tugay'a doğru yürüyorlardı.

Biz de arkalarından konuşmadan ilerledik.

Tüm helikopterler ve jetler birer birer Tugaydan ayrılıyorlar ve komandolar eski kendi birliklerine gönderiliyorlardı.

512Where stories live. Discover now