Helikopter bizi Vandaki tabura bıraktı.
Saat akşam üzeriydi gece tabur komutanlığında kalacaktık.
Oradaki komutanlara haber vermişlerdi.
Akşam olmadan ihtiyaçlarımı alıp dönmek istiyordum.
Sabah vaktimiz olmayacaktı.
Altıma askeri bir araç verdiler.
Levent kullanıyordu.
Zaten şehir merkezine çok yakındı.
önce kartımı bankamatiğe sokup şifre oluşturdum.
Maaşım yatmıştı.
Para sorunu ajanken çekmiyordum.
Burada da tugayda çekmiyordum ama illaki ihtiyaçlarım oluyordu.
Levent buraları iyi biliyordu.
Beni mağazaların olduğu bir alışveriş merkezine götürdü.
Sivile çıkmıştık ama asker kıyafetlerimiz mecburen üzerimizdeydi.
Değiştirerek zaman kaybetmek istememiştim Hakkaride.
Bir kaç yere girdik.
Sağolsun Levent de sesini çıkarmadı.
Gerekli şeyleri aldım.
Odada yazı masası görmüştüm.
Bir kaç bir şey de oraya aldım.
Levent arabaya eşyaları koydu.
''Hadi asker yemek ısmarlayayım'' dedim.
Önce itiraz edecek gibi oldu ama emir komuta zincirini kullandım.
Hava iyiden kararmıştı artık.
Van balıklı göle getirdi bizi Levent .
Akşam yemeği için çok güzel bir yer olmuştu.
Masaya oturup siparişlerimizi verdik.
''Ee asker anlat bakalım,neler yaparsın?''
''Ne yapayım komutanım,
Bildiğiniz gibi tugaydayım.
Asker olarak devam etmek istiyorum.
Başka bir iş bilmem.''
Gülümsedim.
''Olacaksın gibi gözüküyor asker''
Ailesini sordum
''Bir ailenin tek çocuğuyum.
Onlar asker olmamı istemiyorlar.
Malum şehit düşmemi istemiyorlar''
Haklıydı.
Hangi anne isterdi ki?
Yüzü ciddileşmişti.
''Geçim derdimiz var.
Para lazım.
Ben de onlara yollamaya çalışıyorum.
Buradan gittiğimde iş aramam lazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
512
Action''Adın ne?'' ''Ceylan yazıyor dosyada'' ''Onu demiyorum kızım gerçek adın ne?'' ''Gerçek adım yok benim kodum var 512'' ''Hey Allahım, robot musun kızım sen ne kodu ne numarası, iyi Ceylan fazla bile sana '' Söylene söylene arabadan çıktı. Sabırlı o...