TAKILIP GİDİYORUM AŞKI BULDUĞUM ANDA. BİLİYORUM YANACAK YANACAK, YİNE ÇOK CANIM YANACAK. HEM DE EN ACILISINDAN BİR PARÇAMI ALACAK. ACILI MI DEDİ O? USTA CANIM ÇOK ÇEKTİ SEN BANA ORADAN BİR ÇİĞ KÖFTE VERSENE. ACISI BOL OLSUN.
Giderken arabada hareketli müzikler çalmasına rağmen eğlenemiyordum. Her kızın yaşadığı korku bende de vardı. Sevgilisinin evine ilk defa giden kız korkusu. Selim'de öyle bir şey olmamıştı sebebi ise Selim'den öyle ters bir hareket beklemezdim. Gerçi daha eve girer girmez ilk öpücüğümü almıştı hayvan! Ruh hastası daha adım atmadan öpmüştü beni. Azgın teke!
Neyse sinirlenmicem. Sakin. Sakin. Ay içime Feriha çaresizliği geldi şu anda. Aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık. Sahi şu ara bıyıklarımla ilgilenmem lazımdı orada baya bir tabaka haline gelmişti. Resmen pislik bir insanım görüyor musunuz? Ve Çınar buna rağmen benimle beraber. Ben olsam benimle gerçekten beraber olmam çünkü gerçekten hem çirkin hemde kiloluyum bir de duygu özürlüyüm. Sadakatsizim. Güvenilmez insanın tekiyim. Herkesi yarı yolda bırakabilme potansiyeline sahibim! Ay ben neymişim be!
"Geldik."
"Burası mı? Bir arkadaşımda bu binada kalıyor."
Bir arkadaşım derken tabii ki Eyüp'ten bahsediyorum. Bizim apartın karşısında kalıyordu hani heh hatırladınız demek. Hani bana değiş diyen var ya o öküzden bahsediyorum da. Çınar onun çapraz dairesinde yaşıyormuş. Sonuç olarak işte şimdi sıçtım! Ya pardon da apartımın karşısında yaşayan Çınar'ı bu kadar uzun süre fark edememem benim öküzlüğüm. Gerçekten haklısınız.
"Yeni taşındım. Ev biraz dağınık olabilir."
"Ne ara taşındın?"
"İşte seninle spor yaptığımız ilk gün."
"Sorun yok. Bende pasaklıyım zaten."
"Nerede bizde temizlik delisi bir sevgili!"
"Bak moralim çok bozuk şurada ağlamamı istemiyorsan aç kapıyı."
İçeri girmemle müthiş bir çiçek kokusu burnuma doldu. Ay aynı annemin kullandığı oda spreyi bu. Zaten duygusalım. Annemi de özledim. Evimi de. Kendinden eşyalı oluyordu bu daireler o yüzden eşya seçimlerine hiç takılmadım. Ama geçen gün yaptığımız alışverişin poşetleri hala tezgahın üzerindeydi.
"Sen geç otur ben üzerime rahat bir şeyler giyeyim."
Üzerine. Rahat. Bir. Şey. Giymek. Aha aklıma gelen başıma gelir benim. Vallahi sikecek beni. Zaten o son bakışı beni korkutmuştu. Bu gün telefonda da sürekli bağırmıştı!
"Uyumak istersen odama geçebilirsin."
"Sen ne yapacaksın?"
"Ortalığı toparlayacağım. Hiç müsait kalamıyorum. Bir de başıma dükkan çıktı. Allahtan abim geldi bu gün öyle çıkabildim yanına."
"Abin mi var?"
"Evet birde küçük kız kardeşim."
Küçük ve büyük fark etmez. Görümce olabilecek her türlü yaratıktan nefret edebilirim. Hatta ettim.
"Benimde bir abim var. Olmaz olsun karı meraklısı manyak."
"Hahahaha ama güzelliğim şöyle düşün ileride ben kocan olduğumda senin dediğine önem vermeyip ailemin dediğini yapsam. Hoş olur mu?"
"Tabii ki hoş olur. Pasif misin oğlum sen? Eğer ki benim sözüm yüzünden ailene ters davranırsan seni boşarım. Bu arada ne zaman evleniyoruz?"
YOU ARE READING
Şiş-MAN (TAMAMLANDI)
General FictionEkmek de anne şefkati, kebap da babamın sıcaklığını... Künefe benim bebeğim. Bir de kaymağı varsa üzerinde durun ben bir dua ritüeli yapıp geleyim. Mutluluk zor değil. En yakın restorana gideyim. Bir buçuk İskender üzerine de kaymaklı bir künefe yer...
