Bölüm 38

3.9K 297 54
                                    

Merhabalar! Keyifli okumalar... 

Tarzıma uymaz ama bana güvenmeni istiyorum...

   Bir gün daha geçti Çınar'ı bırakışımın üzerinden. Ve aramadı. Yazmadı. Gerçekten. Adam rahat mı desem yoksa gerçekten kendini suçlu mu hissediyor desem bilemedim. Ama gerçekten böyle çığlık çığlığa kavga etmek için deliriyorum. Yani arasın ve ben onun ağzına şöyle bir sıçayım istiyorum. Böyle anasından başlayayım ebesine kadar saydırayım ama yok. Çınar aramıyor. Neden aramıyor çünkü bunu yapacağımı biliyor. Artık aramayacağından o kadar eminim ki telefonumu bile elime almıyorum.

Sabah yine sekiz civarı uyanıp parka koşmaya gittim. Annem tek gözünü açıp 'Vallahi manyak bu, yat kız şuraya sonra gidersin.' demişti. Ama olmaz. Vücut nasıl alıştıysa öyle yapmak gerekiyordu. Koşudan dönerken evde yeşil çayım bitmişti onu aldım aktar babadan. Yalnız size birşey diyeyim mi dünyanın en kötü tadı yeşil çayda vardı. E ben nasıl çözüm bulmuştum buna hemen kısa bir ipucu vereyim içine çubuk tarçın atıyorum azcıkta limon. Tat falan kalmıyor. Hem çubuk tarçının metabolizmaya hızlandırma özelliği vardı. Yani size tavsiyem şişkinliğiniz için bu dediklerimi bir hafta uygulayın misler gibi rahatlayacaksınız.

Ayy neyse yine diyetisyene döndüm ben. Eve girdiğimde buram buram bir patates kızartması kokusuyla karşılaştım. Size yemin ediyorum gözlerim yandı kokudan. Yaklaşık bir aydır patates kızartması yemiyordum. Zaten damarlarım barbekü sos gibi akıyordu bir de bu!

"Anne lütfen yapmadım de!"

"Zaten bugün gideceksin. Yemeden gitme. Gidip hamburgecide yiyeceğine benim yaptığımı ye-"

"Bir aydır yemiyorum zaten."

"Tamam işte nefsine yenik düşmeden ye. Hem azcık yersin."

"Evde ranch sos var mı?"

"O kadar da değil ama ketçap vardı mayonezi çöpe attım sen gidince."

"Ketçapta olur be. "

Tavuk göğsünden sonra patates kızartmasına yenik düşmüştüm. Annem bir şekilde beni ablukasına almıştı. Kahvaltı masasında tamamen patatese odaklanmayayım diye ağzımı sürekli domates peynirle dolduruyordum ama imkanı yok gözüm sürekli oradaki mucizedeydi. Sanırım çocuğumun adını patates kızartması koyacağım.

***

Tabakta bir kaç tane patates kalınca bu sabah döktüğüm terler geldi aklıma. Nasıl bir vicdan sızlamasıdır bu yarabbiim! Bunlar nasıl acılar allahııımm....

"Yok yüz kilo iyiydi ben kim kilo vermek kim baksana yine şiştim iğne batırsan patlayacağım anne."

"Ay saçmalama bir kaç patatesten bir şey olmaz bee."

"Olur olur hem Çınar'a söz vermiştim ben yemeyecektim."

"Bir şey olmaz benden sır çıkmaz söylemem yediğini."

"Söyleyecek bir Çınar bulursan tabii."

"Yine mi ayrıldın kız sen manyak mısın? Bulmuşsun mis gibi çocuğu götüne göbeğine bakmadan ayrılıyorsun çocuktan. Kızım demedin mi sen hem zengin hem iyi hem düşünceli bu çocuk diye? Kızım sen neden dengesizsin bu kadar?"

"Çok beğendiysen sana istemeye gidelim anne ne dersin?"

"Babana kuma getirmek istemiyorum ama istersen biz gidip sana isteyelim çocuğu kuzum?"

"OTUZ SEKİZ BEDEN OLMADAN EVLENMEYECEĞİM!"

"Ya tamam tamam ne yaparsan yap başının dikine git ama bu çocuğu da kaçırırsan cidden evde kalırsın bak geldin kaç yaşına benim senin yaşındayken çocuğum vardı."

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now