Bölüm 27

5.1K 329 66
                                    

Medya'da Çınar ve Zeynep in anlattigim bir sahnesi var. Goz atip yorumlamayi unutmayiiin *.*

 Neydim diye sordum yine kendi kendime. Duygularım nedenlerim tüm hayallerim. 
Senden öncesi tüm yaşamlarım neydi aldandığım. Çok geride kaldı artık acı yalnızlığım.
Susuz olur aşsız olur aşksız olmaz asla. Duymaz oldum görmez oldum teslimim sana.
Sonuna kadar, sonuna kadar...

Duvara bedenimi yasladığında kendini bana bastırmıştı. Şok olmuş gözlerle gözüne bakıyor ve ağzımdan tek bir kelime çıkmıyordu. Sadece nefeslerimiz birbirine karışmıştı. Dudağımı öpmüyordu bu öpmek olamazdı. Böyle bir öpme sadece filmlerde olurdu. Selimle'de defalarca öpüşmüştüm ama böyle hiç öpmemişti beni. İçimden bir ses bu yaşattığının sadece bana aşık bir adamın yapacağını söyledi. Sustum. Beni önemseyen, beni düşünen ve benimle bir hayat geçirmek için bu kadar çabuk bir karar alan adam için şu an sesimi çıkarmak şerefsizlik gibiydi. Onu üzmeyeyim diye kendim üzülebilirdim. Beni kimle kimler üzdü Çınar'ın üzmesi hiç bir şey!

O dudaklarımı emiklerken duvarıdan o insana ait olamayacak cüssemi çekmiş ve odaya doğru ilerletmişti. Gözümü kapatmıştım. Barış'a ettiğim ilk ihanet değildi ve eminim ki son da olmayacaktı. Evleneceğim her hangi bir beylede ölene kadar Barış'a ihanet edecektim. Belki de bebeğimi doğururken Barış'ın adını anacaktım bunu benden başka şu geri zekalı kalbimden başka kimse bilemez değil mi? E o zaman ben ve kalbimden başka kimse bilmiyorsa bırak kız Zeynep bilmesinler! Herkes Çınar'la mutlu olduğunu bilsin. Çınar bile.

Yatağa oturduğumuzda Çınar'ın hırıltılı çıkan nefesi bir kadın olarak beni tahrik etmişti. Bakın tutku, arzu ve aşk apayrı şeylerdi. Aşık olduğun adamla tutkulu bir sevişme yaşayamayabilirsiniz. Diye bir cümle okumuştum kitapta. E böyle bir şey varsa tam terside vardır diye düşündüm. Bende haklıyım ama canım bakmayın bana öyle! Çınar gibi 'kütür kütür' bir adamın dokunuşları karşısında durmak im kan sız!

Üzerimdeki ceket bir tarafa gitmişti altımda olan atletimden gözüken tenimde Çınar'ın dudakları durmadan dolaşıyordu. Put gibi durmuştum. Bazen ağzımdan minik iniltiler çıkıyor ve bu iniltiler Çınar'ın davranışlarında gözle görülür bir değişime sebep oluyordu. Ne zaman inlesem adam delirmiş gibi bulunduğu noktayı mühürlüyordu. Ama hala adam gibi üzerimi çıkarmamıştı. Ve dudağıma yumulmamıştı. Dudağımın etrafında olan her yeri öpüyor fakat dudaklarıma dokunmuyordu. Ay manyak bu yemin ediyorum.

Dayanamayıp dudaklarını bastırdım dudaklarımı. Gözlerini kapatıp avuç içlerini boynuma bastırdı ve öpmeme çok fazla karşılık vermeden o anın tadını çıkardı.

***

Çınar'ın boynunda kendime güzel bir yer bulmuştum. Orayı kimsenin öpmediğini hayal edip daha çok yumdum dudaklarımı. Susamışcasına çektim kokusunu içime. Ağzımdan kaçan küçük bir inlemeyle beraber Çınar'ın sesi kulaklarımı doldurdu:

"Zor anında yanında, ihtiyacın olduğunda.Karanlık bedenini sardığında. Işığın olup aydınlatan. Her şeyi göze alan. Sonuna kadar yanında kalan. O güçlü adam olmaya. Söz veriyorum."

Bende dayanamayıp cümlelerini tekrar ettim.

"Zor anında yanında, ihtiyacın olduğunda.Karanlık bedenini sardığında. Işığın olup aydınlatan. Her şeyi göze alan. Sonuna kadar yanında kalan. O güçlü kadın olmaya. Söz veriyorum."

Daha çok çektik kokumuzu içimize. Birbirimize sarılarak güçlü olacaktık. Kalbim bir başkasına ait olsa da şimdilik kollarımda Çınar vardı ve uzun süre o olacak gibi görünüyordu...

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now