Bölüm 44

4.1K 281 72
                                    

Merhabalaarr... Keyifli okumalar. Çınaraşkımcılar bölümü bence okumasın :D 

Bir damla gözünden yanağına düşse.. Kıyamam ben gül yüzüne.. Kıyan kıydı Barış'ım sen kıyma bari... Lan Barış gül yüzlü mü dedi??!!



Apartın önünde Çınar'ı öylece bıraktım. Neden böyle büyük bir atak yapmıştım bilmiyorum ama bırakıp ilerledim. Hani filmlerde öyle olur ya esas kadın esas olmayan oğlanı bırakıp esas oğlana gider. Tamamen böyle gerçekleşti ama size yemin ederim üzüldüm. Onu öyle bırakmak beni üzdü. 

Kendi kendime sordum neden üzdü? Zeynep, Çınar'ı bırakmak seni neden üzdü??! Gözlerimden akan yaşlarla karşı durağa geçtim gözümü o tarafa çevirmek istemiyordum. Bakışlarımı yakalarsa ağladığımı görecek ve yanıma gelecekti. Acaba gelir miydi? Evden çıkarken yanıma gelmemişti. Ama kapıda beklemişti. Hemde bu soğukta. Dene kız Zeynep. Ne kaybedersin ki??

Gözlerimi gözlerine çevirdim ve gözlerimiz kesişti. Bir kaç uzun adımla yanıma geldi. Sadece oturdu. Oturduğum durakta elimi avucuna alıp oturdu. Bir kaç dakika oturduk beraber. Sonra otobüs gelip önümüzde durdu ve ben kalkıp binerken bir kaç kelime fısıldadı.

"Sana güveniyorum."

Sana güveniyorum ne be! Sana güveniyorum ne! Lan sanki suçlu benmişim gibi kalkmış bana o cümleyi sarf ediyor. Geri zekalı! 

***

Bunlarında evleri anasının nikahındaymış he! Git git bitmedi. Az daha dışarıda otursalar sınır dışı olacaktım. Gerçi Çınar'la buraya gelmiştik. Annesine yemeğe geldiğimiz akşamdan hatırladım. Ağır adımlarla sokağa girdim ve cebimden telefonumu çıkarıp Barış'ı aradım. Eh be çocuk eh be çocuk meşgule atıp kendinden aramak nedir! Tamam hoş bir jest ama hava soğuk ve zaman kaybettiriyorsun.

"Geldin mi?"

"Geldim hangi bina?"

 "Sokağın başında dur ben gelip alıyorum."

"Peki."

Bir dakikadan kısa bir süre içerisinde üç katlı bir binadan o çıktı. Gözlerimin istediği değil gönlümün istediği. Lan ne saçmalıyorum bu adam hem göze hem gönüle hitap ediyor! Maşallah o kirli sakallara maşallah o sürmeli gözlere...

"Gel bakalım hastalıklı kedi."

Kedi mi?

"Çok hasta değilim aslında soğuk havayı yiyince biraz düzeldim."

"Çivi çiviyi söker diyorsun."

"Diyorum. Annen evde değil mi?"

"Evde çorba yapıyor."

"Ay çok ayıp oldu keşke yapmasaydı."

"Ne ayıp olacak be. Ailenden uzaktasın hastasın üstelik. Eline mi yapışacak. Ayrıca inanılmaz- neyse geç içeri."

İnanılmaz ne? İ NA NIL MAZ NE BA RIŞ? Fark etti! Kilo verdiğimi fark etti! İçimdeki ufaklık bir yükseldi bir yükseldi size anlatamam! 

"Hoş geldin kızım."

Nasıl sevecen suratlı birisi size anlatamam. Gözlerinden kalp çıkıyor resmen. Ay hayatımda ilk defa birinin beni beğendiğini hissettim size yemin ederim ki. Kadın o kadar güzel şekilde kucağının içine aldı ki beni. Kayın validem kesinlikle bu kadın olmalıydı!

"Hoş bulduk. Nasılsınız?"

"İyiyim elhamdülillah sen nasılsın?"

"İyiyim bende teşekkür ederim."

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now