Bölüm 60

4.5K 314 74
                                    

Ay ay ay ben sizi nasıl bekletmişim öyle allahııımm nasılda beklemişler beniii...

Mesaj atanlara çok dönemedim, üzgünüm ama seviyorum kız sizi! 

Geldik yeni bölüme... 


***

Boynumdaki ağrı ile gözlerimi açtım, hastanede olduğumuzun farkındaydım. Kokusunu çok sevdiğim yerdeydim diye düşünürken aklımın bir köşesinden 'Barış' geçti.

"Barış!"

Kalkmak için yeltendiğimde kadife eller beni durdurmuştu. Çınar başımda oturmuş gözlerime bakıyordu.

"Dokunma bana!"

"Zeynep, biraz dinlenmen lazım."

"Barış nerede? Barış'ı görmem lazım!"

"Barış yoğun bakımda."

"Neden? Sen ona ne yaptın Çınar! Barış'ı öldürerek beni geri kazanacağını mı düşündün? Tebrikler! Yanıldın! Senden nefret ediyorum."

"İlk ve son söyleyişim Zeynep, Barış'a bir şey yapmadım. Evet dövecektim. Ama daha yumruk bile atmadan kalbini tuttu ve cam masanın üzerine yığıldı. Ki kalbini tutmasının sebebi kalp sorunu olmasıymış. Ameliyat olması lazım imiş."

Gözyaşlarım artık akmıyordu. Kurumuşlardı sanki. Boğazım yırtılırcasına ağlamaya başladım yine. Bir şey olabilirdi Barış ölebilirdi. Daha sevemeden onu ölebilirdi! Ben yatağın içerisinde ölmek üzere olan sevdiğim ikinci adama ağlarken, beni seven Çınar kollarının arasına beni almış sakinleştirmeye çalışıyordu. 

Kapının önüne çıktığımızda Barış'ın annesini gördüm. Hızlı adımlarla yanına ilerledim.

"Gül Teyze."

"Kızım, babasını yeni kaybettim. Oğlumuda kaybedemem. Yapayalnız kalırım. Zeynep."

"Kaybetmeyeceksin. Hiç bir şey olmaz ki Barış'a o güçlüdür biliyorsunuz."

Annesi akıttı göz yaşlarını ben ise içime akıttım. Öyle ortamlarda genelde ağlayamıyorum. Çınar'ın yanında ağlayabilmiştim doya doya sadece. Annesi yapayalnızdı. Gerçekten ona ayrı Barış'a ayrı üzülüyordum. Doktorlarla sürekli konuşuyorduk ama hiç kimsenin ağzından olumlu bir şey çıkmıyordu!

***

"Bu gün üç gün oldu. Uyanmıyor. Oğlum uyanmıyor!"

Annesinin çığlığı ile gözümü açtım. Sandalyede sabahlamaya alışmıştım. Barış'ın yanına sadece annesi giriyordu. Ben kapıda bekliyorum belki bir umut gözlerini açar diye. Ama yok inatçı keçi! Tüm fonksiyonları şahane olmasına rağmen uyanmıyor!

Hele bir uyansın onu öldüreceğim!

Karşı koridorun sonunda tanıdık bir isim gördüm. Çınar elinde kahve bardakları ile bize doğru geliyordu.

"İçin biraz kendinize gelirsiniz."

Çınar üç gündür hastanede benimle beraber kalıyordu. Ben nereye o arkamda oraya. Sanırım üç günde üç kilo vermiştim. Bir şey yiyip içmek istemiyordu canım. Göbeğim içeri doğru iyice gitmişti. Kendimi incelerken Çınar avucuma uzandı.

"İyi olur o köpek gibi güçlüdür. Bilirim tanırım. Sen kendini yıpratma artık hadi."

"Çınar kafam çok karışık bne ne yapacağımı bilmiyorum."

"Biliyorum güzelim biliyorum. Bir Barış uyansın da. Konuşulur her şey. Gel seni eve götüreyim bir duş al kıyafetini değiştir."

"Annesini yalnız bırakamam. Çınar akrabaları ile araları kötüymüş hele ki babası öldükten sonra. Kadın yapayalnız. Ona da bir şey olacak korkuyorum."

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now