Mektup*

3.4K 202 42
                                    

Merhaba bugün bölüm yazmaya pek bir vakit bulamadım ama beni anlayışla karşılayacağınızı düşünüyorum. Onun yerine ileri ki bölümlerde okuyacağınız bir mektubu paylaşıyorum sizinle affınıza sığınarak. Dün ki bölümde söylemiştim. Kendim hakkında da bir kaç kısa bilgi vereceğim hikayenin gidişatı hakkında da.

Merak edip özel mesaj atan herkese teşekkür ediyorum. Her mesajı cevaplıyorum ama gözümden kaçan olduysa onlardan özür diliyorum. Az kişi olmamıza rağmen gelen mesajlar beni çok mutlu ediyor...

Hikaye yarı kurgu yarı gerçek....

Şimdi en çok sorulan sorulara geçiyorum:


Günümüze daha çook var... Yani bir beş yüz bölüm falan :D 

Tekrardan söylemek istiyorum gerçekten bu hikayede kurgu kısımlar çokça var. Adı üzerinde bu bir günlük değil hikaye. Çok çok yargılamayın beni olur mu? Okuyorsunuz biliyorum evet bende sizi seviyorum. Sormak istediğiniz başka bir soru varsa onuda bu bölümün altında sorarsanız emin olun samimiyetle cevaplayacağım...

Şiiimdiii büyük bir spoilerim var sizlere... Barış'a yazılan bir mektup... Çok tepki vermeyin yolarım saçınızı başınızı haberiniz olsun :))


Mektup***

"Barış...

Sana olan aşkımı hep kelimelere dökmek istemiştim. Ama olmadı hep korktum kelimelerden. Şimdi dökmek zorunda hissediyorum. Çünkü bunu yapmazsam kendimi affedemeyebilirim. Ki sana yemin ederim bir şey olursa senide affetmem anlıyor musun?! Genelde ben ilk kelimede ağlamaya başladığım için daha önce yazamadım. Ama artık yaşlarımı silecek birisi var. Bunları yazarken bana sonsuz güveniyor ve elimi tutuyor. Gerçekten Barış, beni seviyor. Sen sevmiyorsun ama o seviyor. Bana güveniyor. Beni her halimle seviyor Barış. Sadece iyi günde değil. Kötü günde de seviyor. Bana değer veriyor. Senden görmek istediğim değeri bana o veriyor. Bende onu seviyorum tamam kızma lütfen seviyorum Barış. Sevilmeyecek gibi birisi değil ki zaten. Ama şunu bil sana hala çok aşığım ve bundan nasıl kurtulacağım hiç bir fikrim yok. Kurtulmak istiyor muyum? Bazen evet. Bazen hayır. Evet olduğu zamanlarda kalbim duracakmış gibi oluyor. Sanki sen olmazsan su içemeyeceğim, nefes alamayacağım ve bir daha asla konuşamayacakmışım gibi. Her sabah uyandığımda seni düşünüyorum. O güzel boynunda sinirlenince beliren damarını öpmeyi hayal ediyorum. Her sabah o yataktan 'yeter lan ben bu gün o damardan öpeceğim!' diye kalkıyorum ama olmuyor. Seni gördüğümde nefesim kesiliyor. Seni gördüğümde gözlerimden aşağıya bir perde iniyor ve bu perde gözümü kör ediyor.

Barış...

Çok mutlu olmanı istiyorum. Benimle olmayacaksın biliyorum. Çünkü beni sevebilecek kadar büyük bir kalbin yok. Benim sevgim ikimize de yeter ama senin kalbin ikimize küçük gelir. Çünkü ben öyle büyük duygular besliyorum ki sana karşı. Duysan ya da hissetsen korkarsın. Zaten anlattığım herkes o birini sevemez. O sevgiden korkan birisi diyor. Ama olsun can parçam olsun yüreğimi dolduran adam ben her zaman seveceğim seni. Korksanda korkmasanda.

Barış...

Her müzik dinlediğimde ilk aklıma gelenim olarak kalacaksın. Bizim bir şarkımız var. Sen bilmiyorsun ama onu her duyduğumda hayalimde kalkıp seninle dans ediyorum ve omzunda yuva yapıyorum. Tam kulağının bitiminden öpüyorum seni. Orası öyle güzel kokuyor ki. Bak hayalinden bile etkileniyorum. Allah'ım resmen yüreğim yanıyor ve hiç bir çare bulamıyorum. Sen 'Pofuduk' kelimesini kullandın diye ben kilo verdim. Çok verdim Barış. Sadece bir kere dikkat ettin vücuduma. Bir kere baktın ve yorum bile yapmadın. Kırılıyorum Barış. Bazen görüpte selam vermiyorsun ya kalbim paramparça oluyor.

Belki bu mektubu bir gün okuma fırsatı bulursun. O zaman seninle beraber olmuş olacağız. Çünkü bunu başka türlü asla okuyamazsın. Ve eğer bir gün beraber olursak şu anda elimi tutan ve bana destek olan Çınar'a çok teşekkür et tamam mı? Senin vermediğin tüm desteği tüm şefkati ve tüm güveni o bana sağladı. Anlıyor musun aslanım neden mektubu hemen okumuyorsun! Bu mektubu yazmamı sağlayan Çınar gibi değilsin çünkü. Birazcık adam gibi olsaydın bu mektubu yazma gereği bile duymaz direk bunları yüzüne söylerdim.

Şimdi sinirlendim sana durduk yerde bazen sinirleniyorum evet aptal diyebilirsin bana ki zaten gözünde geri zekalıyım biliyorum ama sen aptal ya da eşşek de çünkü senin ağzına çok yakışıyor. Dedin değil mi? Sensin o eşşek ağır ol bakalım! Şimdi iyileşmen lazım. İyileş ki bu mektubu sana okutabileyim. Bilmeden sakın ölme tamam mı Barış? Sakın ölme yoksa seni Çınar öldürür. Çünkü sen ölürsen bende ölürüm Barış... Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum.


Ayyy ne büyük bir spoiler verdim dimi size :D Hadi bakalım Çınar'cılar bu yüce gönüllü adamı kuşatsın bu akşam! :)



Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now