Bölüm 49/Part2

3.7K 282 51
                                    

Neyse şu sıra biraz fazla mutluyum o yüzden sizleri üzmeyeceğim ve ağlamalı bölüm yazmayacağım :))

Bölümü yazarken sürekli Candan Erçetin'den 'Melek' şarkısını dinledim :)

  Biliyorum sen bir meleksin. Bana yardım için gönderildin. Biliyorum sen bir meleksin. Zor günlerimde çıka geldin...

Çınar'ın yüzünün bembeyaz olması beni panikletmişti. Olduğum yerde kalmışken koluma asılıp gülerek ileriye çekmeye başladı.

"Çınar neler oluyor? Bembeyaz oldun şimdiden gülüyorsun gerçekten iyi misin?"

"Hayatım şey. Korkuttum özür dilerim. Amca oluyormuşum."

"Ne amcası? Kim? Abinin eşi hamile miydi? Of Çınar! Ödümü patlattın!"

"Gidelim hadi."

"Araba kullanabileceğine emin misin?"

"İyiyim kullanırım. Sıkıntı yok."

Arabaya bindiğimizde gözlüklerini gözüne geçirdi ve eşofmanlarımızla yola çıktık. Bir on beş dakika gittikten sonra telefonu çalmaya başladı. Annesinin aradığını görünce telefonu elime uzattı. Dikkatini dağıtmak istememişti ve ben bu kadar mutlu olacağını düşünmemiştim. 

"Efendim Sümbül Teyze."

"Kızım Çınar yok mu?"

"Burada araba kullanıyor. Aç dedi diye açtım. Doğdu mu bebek?"

"Zeynep'im Rabia'nın başına her şey gelebilirmiş. Doktoru çıktı bilgi verdi şimdi. Zehirlenmişler. Zaten erken olmasının sebebi bu. Doktorlar alıyorlar bebeği. Çınar'a söyler misin b pozitif kan arıyoruz. O da arkadaşlarına haber versin."

"Sümbül anne benim tutuyor kanım ben b pozitifim. Geliyoruz yarım saate oradayız."

"Kızım yetmezmiş sen yinede Çınar'a sakince bahset olur mu? Yengesini o çok sever."

"Tamam ben halledeceğim."

Çınar yine bana korkak bakışlarını yönlendirdi. Dalyan gibi adamsın ne korkusu? Bir sakin ol.

"Zeynep ne oldu?"

"Şey yengen iyi değilmiş. Zehirlenmişler. Normal bir durum değil."

Ani bir frenle durdu. Gözlerimin içine baktı. Resmen gözlerinin içi titriyordu. Gerçekten şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Ya sen iki metre adamsın. Bu nasıl bir yüz ifadesi?

"Çınar ben geçeyim direksiyona. Sen arkadaşlarına mesaj at b pozitif kana ihtiyaç varmış."

"Geç."

Arabadan inip yer değiştirdik. Ya bu adam çok mu odun ben ne güzel inmeden direk kucağına geçme planları yapmıştım oysaki. Tamam Zeynep hastalık söz konusu laçkalaşma. 

Yalnız size bir şey diyeyim mi? Arabası efsane güzel ve rahatmış. Yani bizim arabamız gibi değildi. Çok konforlu sadece parmak ucumla dokunmam yeterliydi. Çınar yan koltukta telefonla konuşuyor ve arkadaşlarını hastaneye gönderiyordu.

"Tamam Çınar. Yeter on kişiyle konuştun."

"Önlem almamız lazım. Neden zehirlenmiş? Söyledi mi annem?"

"Hayır. Çınar. Sakin ol."

"Sakinim."

***

Hastanenin bahçesine girdiğimizde Çınar arabadan fırlayıp gitti. Ben arabayı park etmekle uğraştım. Daha sonra ise arkasından gitmiştim. Doğumhane katına geldiğimde Sümbül anne kapıda elinde kur'an okuyordu.

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now