Bölüm 52/1

3.4K 263 49
                                    

Merhabalar, çok uzun bir bölüm olmayacak ama yinede söz verdiğim gibi eklemek zorundayım :)
İki part halinde ekleyeceğim bilginiz olsun :)

***
"Peki sen bana ne aldın?"
"Senin kadar düşünceli bir hareket yapamadım ben ama-"
"Alman bile benim için bir mucize."
"O kadar mı umutsuz vakayım ya?"
"Değilsin, hatta beklediğimden daha çabuk-"
"Adını anmak için çok uygun bir ortamda değiliz bence."
"Ee hani nerede hediyem?"

Kalkıp şifonyere ilerledim aldığım hediyeleri düşündüm. Hata mı yapıyordum acaba? Yani mutlu olsun diye böyle bir şey yapmam saçmalıktı. Yürüyene kadar vermemek için yirmi kere kendimi kandırmaya çalıştım. Ama olmadı. Poşeti elime alıp yatağa ilerledim.

"Al bakalım."

Paketle biraz cebelleşti ama en sonunda içinden çıkan küçük geceliği avuçlarının arasına aldı.
"Laaann ne ara hamile kaldın kızım sen?! Ben ne ara yaptım bu bebeği, yaptıysam niye hatırlamıyorum?"
"Sakin ol bebek falan yapmadık."
"Bu ne o zaman? Kızım sen beni öldürecek misin?"
"Diğer pakettede bunun senin için olanı var. Eğer Allah nasip ederse ileride bir bebeğimiz olursa bir örnek giyin diye böyle bir şey yaptım. Ama sanırım hata yapmışım bu kadar büyük tepki vereceğini bilseydim asla-"

Dudaklarını dudaklarıma bastırıp beni kendi dünyasına aldı. Ve nefeslerimiz birbirine karıştı.

"Seni çok seviyorum, çok seviyorum."
"Bu söyleyeceğimi bir daha duymama ihtimalin var. Bende seni seviyorum, evin erkeği."
"Evin erkeği demek?"
"Hı hı."

Böyle duygusal anlarda boğazım kilitlenir, konuşamam. Sorsanız gerçekten seviyor muyum diye inanın bende bilmiyorum. Barış'ı soracak olursanız yani onu seviyor muyum diye inanın onu da bilmiyorum. Ben bu dünyaya insanları üzmek için gelmişim bundan eminim.

***

Hıçkırarak rüyadan uyandım. Birisi saçlarıma dokunuyordu. Ama kimin dokunduğu umrumda değildi. Sadece yatağın içinde telefonumu arıyordum.
"Siktiğimin telefonu nerede?!"
"Sakin ol, buradayım ben. Telefonunu mu istiyorsun?"
"TELEFONUM!!"
"Sakin ol Zeynep ne gördün? Su iç biraz al."
"Alo Barış? Bir şey yok, sadece rüya gördüm. İyi misin?"
"İyiyim. Sakin ol. Kıçın açık mı uyudun kızım? Çınar'ın örtemedimi bir yerlerini?"
"Özür dilerim. İyi geceler."
Telefonu komidine bırakıp yastığa kendimi bıraktım. Çınar tepemden bana doğru bakıyordu.
"NE VAR ÇINAR!?"
"Neydi şimdi bu?"
"Uyumak istiyorum."
"Sana bir soru sordum! Benim evimde benim yatağımda o şerefsizi bu saatte arıyorsun. Birde kalkıp bana trip mi atıyorsun Zeynep? Gerçekten mi?"

Sinirlenip yataktan çıkıp gitti. Adam haklı bakın. Ben olsam beni öldürmüştüm şimdiye. Yataktan kalkıp arkasından gidemezdim. Bunu yapmak için iyi bir yürek lazımdı ve bende o yürek yoktu. Bazen çok geri zekalı olabiliyorum. Rüyanda gördüysen gördün aramak niye kızım? Çınar'ın göğsünden kalkıp sevdiğin adamı aramak neden? Sevdiğin adam mı dedim ben? Allah benim belamı versin.

***

Sabah ezanı okurken banyoda olan tıkırtıya kafamı kaldırdım. Yatak odasına ne geliyor ne de bir ses çıkarıyordu. Bu siniri beni biraz korkutmuştu. Normalde beni gelip kucaklaması ve affetmesi lazımdı.
Yavaş adımlarla banyoya doğru ilerledim.
"Çınar?"
"Efendim Zeynep?"
"Konuşalım mı?"
"Konuşmak mı? Seninle hemde? Sen sadece bağırmayı biliyorsun diye biliyorum ben ama yanlış mıyım?"
"Çınar yapma böyle."
"İnan kızmadım o orospu çocuğunu aradığına. Aramazsan içinde kalacaktı çünkü. Ben dayanamıyorum Zeynep! Şimdi izin ver dışarı çıkayım."
"Gitme, gidersen daha kötü olacağız."
"Sen mi kötü olacaksın? Hiç sanmıyorum. Yatar uyursun yatağımızda rüyanda artık kimi görürsün bilmiyorum!"
"Çınar yeter! Rüyalarımı ben seçemem ki!"
"Seçemessen bile en azından bana saygından biraz olsun insan gibi davranırdın! Lütfen çekil önümden lütfen."
"Sen gitme ben giderim. Burası senin evin."
"Zeynep burası seninde evin! Çekil şuradan koşup geleceğim biraz kafamı boşaltmam lazım."
Kapının önünden çekildim. Sert bir şekilde kapıyı kapattı ve gitti.
O gitti ve ben bittim.

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now