Bölüm 64

3.6K 233 6
                                    

Hızlıca getirdim size bölümü :) Hadi bakalım, keyifli okumalar!

Dipnot: Önceki bölümde zaman atlaması yaptığımı yazmayı unutmuşum. Gizem'in hamileliğini öğrendi fakat sonra zaman atlaması oldu 4 ay kadar...

***

Yabancı şarkı gibisin sevgilim! Sevenin çok, bilenin yok!

Annemlerin yanında daha fazla tartışmamak için çenemi kapatmayı tercih ettim fakat beyefendi susmak bilmiyordu! Vay babasının şarap çanağına yaaa!

Adam o bara gittiğimiz gece kalkıp yarın seni istemeye geleceğiz diyor üzerinden kırk sene geçiyor ama hala bir tık yok!

İçeri annemlerin yanına geçtim onu odamda bırakarak, babam tam ağzını açıyorduki bağırmaya başladım.

'Sen yüz veriyorsun buna ya! Ben ne güzel köpek etmiştim kapımda onu! '

Buradaki 'köpek' kelimesini sessizce söylemiştim. Babam ayağa kalkıp sinirli bakışlarını üzerimde gezdirdi.

'Kendine gel, karşında kankan yok senin baban var. Şimdi git o çocuktan özür dile. Bir bok bildiğin yok sadece bağırıyorsun! Kaç gündür o adam benimle konuşup bir şeyleri yoluna koymaya çalışıyor sen biliyor musun? '

Babam konuştukça konuştu. Koltuğa oturup annemin verdiği tavuk göğsünü indirdim o konuşurken. Ara sıra haklı yönleri vardı ama şu an babamdan ziyade tavuk göğsü ile ilgilenmem lazımdı.

'Zeynep!'

Çınar elinde araba anahtarı ile kapıda durmuş bana sesleniyordu.

'Gitmemiz lazım, trafik çekmek istemiyorum. Efendim sizde çenenizi yormayın lütfen. Askere gideceğim diye benden ayrı-'

'Ben mi ayrıldım Çınar! Gerçekten mi! Beyefendi kalkıyor hemen istemeye gidelim diyor üzerine tam dört ay geçiyor ama hiiiç bir şey yok ortada! Zeynep beklemekle ömür geçiriyor kimsenin umrunda değil! '

'Gelecek misin benimle?'

'Tabii ki gelmeyeceğim! Baba izninle senin arabanla gideceğim. Çünkü orada buna ihtiyacım olacak!'

'Al ama bir hafta sonra geri getir. '

'Uzun yola bu kafayla çıkman ne kadar sağlıklı Zeynep? '

'Sağlık mı bıraktın sen bende Çınar? Bırakta kafamı dinleyeyim az. '

Önde o, arkada ben konvoy gibi çıktık sokaktan. Çınar bastıkça bende bastım, ama ağzına yandığım arabası bir müddet sonra gitmiyordu.

Telefonum çaldığında yan koltuğa uzanıp aldım. Hopörlere vererek dinledim Çınar beyi.

'Ne o yetmedi mi gücün? '

'Yettide gerek yok senin gibi biri için ölüme gidemem. '

Çınar'ın sesi eğlenmiş geliyordu. İşte onun siniri bu kadardı. Benimle uğraşınca geçen siniri vardı sonuçta. Konuşurken onu geçip ilerideki benzinliğe girdim. Hemen ardımdan oda girmişti. Tam arabadan iniyordum ki Çınar inmiş depoyu fulletmekle meşguldü.

'Ben belki full istemiyorum neden böyle yapıyorsun?'

'Güzelim bulunsun tüm hafta benzin almakla uğraşmazsın.'

'Aman ne de çok düşünürmüş beni! Düşünseydin şimdi parmağında nişan yüzüğü olurdu. Bana onca lafı söyletmezdin! '

'Kim söylüyor şu lafı allah aşkına bana söylede gidip ağzını burnunu kırayım. '

'Sınıftan kızlar işte şey demişler, şundaki genişliğe bak çocuğun evine yayıldı kaldı falan diyorlar. '

'Sen kazandın. Yarın annemlere gider bu konuyu konuşurum. Bin arabana. '

Aslında öyle dememişlerdi. Kafamdan uydurmuştum. Ne yapalım savaşta ve aşkta her yol mübahtır sonuçta. Gitsin konuşsun ailesiyle hallolsun bu mesele.

'Ne-ne zaman gideceksin? '

'Bir ay sonra. Hallolur heralde bu zaman içerisinde. '

İçime bir taş oturdu sormayın. Adam asker olacak ben hala işin makarasında gibi gözüküyorum. Yani bazen karaktersiz olduğumu düşündüğüm oldu ama bunu hiç hissetmemiştim.

'Hadi gidelim artık. '

Kendi arabasına geçmeden alnıma bir öpücük bıraktı ve sonra gaza basıp gitti. Bende arkasından son ses slow müziğime gömülüp gittim. Ağlamamak için çok zor tutmuştum kendimi. Adama ya askerde bir şey olursa?

Gözümün önüne haberlerde izlediğim o şehit haberleri geldi. Nişanlısının tabutunun önünde ağlayan insanlar...

Zeynep kendine gel! Öyle bir şey olmayacak! Hem Çınar belki doğu tarafına düşmez. Belki karadenize falan gider. Yok yere adamın canını sıktım nişandı istemeydi diye. Belki de başka bir planı vardıda ondan istemiyordu.

***

Telefonumun çalması ile yatakta sağa döndüm.

'Neredesin? '

'Aparttayım sen? '

'Evde seni bekliyorum, yemek yaptım. Gördün değil mi yarım saat fark attım! '

Neşeli sesine gülümseyerek cevap verdim ama içimden sürekli ağlamak geliyordu.

'Yemeyeceğim Çınar teşekkür ederim. Gizem'e söz verdim. '

'Gizem ve Erdem il dışındalar Zeynep. Keşke biraz dürüst olmayı denesen. '

'Canım istemiyor Çınar gelme üzerime lütfen. '

'Peki sabah okula bırakırım seni o zaman. '

'Arabam var kendim gidebilirim. Yarın bide fitness salonuna gideceğim, o ara çarşıda buluşuruz belki bana meşhur iskenderinden ısmarlarsın? '

'Tamam, tamam güzelim... İyi geceler. '

'Görüşürüz. '

Telefonu kapattıktan sonra kendimi çikolataya verdim. Kocaman bir kahve yaptım kendime. Balkonda sabaha kadar oturdum. Kendimi küçük mü düşürmüştüm acaba zorla nişan isteyerek. Hem eski sevgilisi öyle istedi diye ondan ayrılmıştı. Neden böyle yaptığımı inanın bende bilmiyorum, sadece yapıyorum.

Bir evliliği kaldırabilir miyim onu bile bilmezken, evliliğinin temelleri için kıçımı yırtmıştım!

Sabaha ezanı okurken aparttan çıktım. Karanlık sokakta yürürken kulağımda 'Mey' çalıyordu... Evin önünde durup yukarı doğru baktım, şimdi tükürdüğümü yalama vakti idi...



Ah Zeynep aaah... BÜYÜK hatalar yapmak için ilk adımı atıyorsun...

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin