Kesit-

3.3K 175 13
                                    


Ay ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm sen hiç vize haftasını bir hafta öne çekmişler cümlesini işittin mi?

Okuyan herkesten çok çok özür dileyerek söz başlayacağım. Ama belki sonunda sizi mutlu edeceğim nereden biliyorsunuz? Biraz ön yargısız olun caağnım. (Yazar burada okuyucular çok kızmasın diye yol yapıyor.)


Sevgili okulum vize haftasını her sene dokuzuncu haftada yapar ve biz sekizinci haftada çalışmaya başlardık. Ben ve arkadaş grubum. (BARIŞ DAHİL DEĞİL SÜRÜNSÜN KÖPEK!) Bir mail aldık fakülte olarak. Çekmişler mi sen vizeleri sekizinci haftaya! Bırakın çalışmaya başlamayı ortada çalışacak not bile yok. Neyse sakin olun benn benn her şeyi halletim son yirmi yılın sorularını bile buldum. Bugünden itibaren çalışmaya başladık. Güzel başladık elhamdülillah. :)

Fakat sorun şu ki aklım sürekli burada. Sürekli lan bölüm eklemedim. Okuyanlara karşı sorumluluğum var diyerek kendimi darlıyorum. Gelin görün ki  sizden özür dilemeden ders çalışmaya devam edemedim. Bu arada matematik okuyorum ve aranızda eminim matematikten nefret eden elli kişi bulabilirim. Bu elli kişiye beni de dahil edin olur mu?


Ay çok konuştum. Size ileri ki bölümlerden alıntılar yapacağım. 


35.Bölüm/Alıntı

***

Selim'in evinin önüne geldiğimde elim ayağım buz kesmişti. Ve önceki yaşadıklarım gözümün önünden geçiyordu. Sinirleniyordum. Üzülüyordum. Aman neyse. Olan olmuştu artık. Burak Kut'un şarkısında dediği gibi 'Yaşandı bitti saygısızca.' hemde ne saygısızca. Aldatılarak bitirilen bir ilişki. Dünyanın en salak insanı ben gibi duruyorum farkındayım ama ne yapayım karaktersizliğime verin olur mu?

Kapının önünde hala duruyor fakat elim vurmak için ileri gitmiyordu. Eski bir binadaydı zil çalışmıyordu kapıyı yumrukladıklarında her defasında yerimden zıplardım. Bu nereden geldi aklıma şimdi? Eski günlerin ta...

"Orada duracak mısın öyle?"

Selim o salak bakışlarını üzerimde gezdiriyordu ve bakışlarından fazlaca rahatsız olmuştum.

"Eşyalarımı verir misin?"

"Geç topla birde ben mi toplayacağım?"

"Selim geleceğimi biliyorsun ve neden toplamıyorsun? Ölür müsün toplasan? Gerçi yeni sevgilinle fingirdemekten toplamaya vakit bulamamışsındır! Hani beni aldattığın var ya! Ya Selim bir şey soracağım ona beni orospu diye mi tanıtmıştın? Çünkü genelde öyle olur ya dizilerde falan."

"Ne dolmuşsun sen öyle. Geç içeri biraz konuşalım."

"Ne konuşucaz lan ibne. Kitaplarımı ver başka bir şey istemiyorum."

"İçeride gir al. Ne bakıyorsun öyle? Korktun mu?"

"Ne korkucam lan senden tipitip! Dikkatini çekerim hala zayıf, çelimsiz ve çirkinsin."

"Sende hala, aa sen kilo vermişsin."

"Ayy evet belli oluyor mu dışarıdan da? Yaşasın!"

Adam hem yüzsüz hem arsız. Ama bende geri zekalıyım. Bir kilo verdin dedin diye hemen bir rahatlamalar falan. Haklısınız sorun bende.

"Evet tam bir dünya idin şimdi yarım dünya olmuşsun."

Barış'ın söylediklerinden sonra ilk defa böyle olmuştum. Yine elim ayağım titriyor ve göz ucuma gelen yaşı geri alamıyordum. Bir insanın burnu bile titrer miydi? Ben sürekli bu kilomla yargılanmak zorunda mıydım! Allahım şu an canımı al ve beni şunun karşısında küçük düşürme. Şu an bacaklarımı güç kuvvet ver ve hemen şuradan gideyim.

"Şaka-şaka yaptım Zeynep. İyi misin?"

'Senin şaka yapma kapasiten ne ki bana böyle bir şaka yapıyorsun şerefsiz!' yok bunu diyemedim. Çünkü boğazımdan sadece hıçkırıklarım geliyordu. Sakinleşmek için iki derin nefes aldım. Ne ara içeride ki koltuğa geçmiştim ben lan!? Elimde tuttuğum su bardağı neydi. Zeynep. Onun önünde çaresiz gibi gözükme. Kalk ve toparlan. Sen güçlüsün!

Hayııır!!! Ne gücü ulan yoruldum! Anlamıyor musunuz YO RUL DUM! DAHA YİRMİ KÜSÜR YAŞINDAYIM BEN BU KADAR ACI BANA ÇOK FAZLA YETER! BİR TARAFTAN BARIŞ BİR TARAFTAN ÇINAR DİĞER YANDAN EYÜP,SELİM VE EN ÖNEMLİSİ KİLOLARIM. LAN BENİM DERSLERİM VAR YAŞAMAM GEREKEN BİR HAYAT VAR VE BEN SİKTİĞİMİN SALAĞININ EVİNDE KİTAP DERDİNE DÜŞTÜM. ALLAH BENİMDE BELAMI VERSİN!

***

Orada ne kadar süre kaldım bilmiyorum. Selim sürekli su veriyor, meyve suyu veriyor ve her seferinde beni iyiliğimi istermiş gibi telkin ediyor. 'Bak aç kalarak kilo verilmez.' lan ben açlıktan mı bu durumdayım sanki diyemiyorum. Emin olun sizde diyemezdiniz. O an ki ruh halimi kelimelere dökmek çok zor.

Kapının yumruklanmasıyla Selim koltuktan kalktı. Bu arada kitaplarımı toplamıştı kapının yanına bırakmıştı. Onları ayağıyla kenara iterek kapıyı açtı. Her şey bir saniye içinde olmuştu. Çınar gözlerini gözlerime kavuşturmadan onu yumruğuyla yere sermişti. Ayağa kalkamadım. Böyle sinir harbi geçirdiğimde geri zekalılığıma biraz daha geri zekalılık katılıyor ve tepkisiz bir şekilde kalıyorum.

"LAN! NE YAPTIN LAN KIZA! SENİ ÖLDÜRÜRÜM ANLIYOR MUSUN? SENİ YAŞATMAM OROSPU ÇOCUĞU!"

"Çınar götür beni lütfen."

"Seninle işim bitmedi Zeynep. SEN ÖNÜMÜZDEKİ YİRMİ SENE KONUŞMAYACAKSIN!"

Selim yerden kalkıp Çınar'a doğru yürüdü ama tabii ki bir şey yapmadı. Eliyle kitapları gösterdi.

"Kalan eşyalarını almaya geldi."

"ULAN İKİ KIÇI KIRIK KİTAP İÇİN BENİ DİNDEN İMANDAN MI ÇIKARACAKSIN SEN ZEYNEP! SEN BENİ SİNİR HASTASI MI EDECEKSİN KADIN!"

Kadın mı? Sinir hastası mı? Oyy. Koltuğun kenarından tutunarak ayağa kaldım. O kitapları almadan dışarı çıktım ve ensemde Çınar'ın nefesi ile kendime geldim.

"BEN HAYATINDA OLDUĞUM SÜRECE X,Y,Z KİŞİSİ HİÇ FARK ETMEZ BAK KİMSEYLE GÖRÜŞMEYECEKSİN ESKİ SEVGİLİLERİNDEN. VE O SİKTİĞİM TELEFONUNUN ŞARJI HEP DOLU OLACAK. ARADIĞIMDA SENİN SESİNİ DUYACAĞIM. RAHATSAMDA O KADAR RAHAT DEĞİLİM LAN! YATAĞIMA ALDIĞIM KADININ ESKİ SEVGİLİSİNDE NE İŞİ VAR?"

Cevap veremedim. Her şey çok ağır geliyordu ve ben artık çok yorulmuştum...



Kısa bir kesit dedim de yarı bölümü ekledim resmen. Nasıldı? Eleştirdiğiniz kısımlar var mı? Bu arada yukarıda belirttim bölüm eklemem sıkıntı olabilir diye. Tekrardan söylüyorum vizeleri atlatayım size söz sizi bir gün bile bölümsüz bırakmayacağım. Ki bilirsiniz yaparım. Ha ben buralarda yokken sizlerde beni yorumsuz ve oysuz bırakmazsınız zira sıralamamız çok kötü gidiyor bir kaç gündür. Azcık arkadaşlarınıza önerin ya hu! :)

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now