Bölüm 24

4.5K 337 11
                                    

Keyifli okumalar...

Beni bir koynuna alıversen ne olur yar?

Eve geçtiğimizde Çınar'ın gözünde saf siniri, saf sakinliği görmüştüm. Hem sakin hem sinirli nasıl oluyor diyorsanız çok haklısınız. Gözlerime neden o adamın evindeydin diyerek sinirli bakarken aynı anda bu halime acıyarak sakince bakabiliyordu... Kafam biraz toparlanmıştı ama toparlanmamış gibi yapmamın tam zamanıydı. Bir erkeğin gözünde saf siniri görüyorsan arkana bile bakmadan kaç!

"Senin ne işin var o çocukta! Sen nereden tanıyorsun onu? Bu halin ne!"

"İyi değilim. Bana sarılır mısın?"

"Sarılmıyorum! Bu halin ne Zeynep! Bu kadar içecek ne vardı?"

"İçtim işte. Midem bulanıyor."

"Bok iç tamam mı bir dahakine bok iç? Delireceğim ya!"

"Çınar bana bağırma."

Arkamı dönüp çantama ulaşmaya çalıştım. Ulan onun bağırmasını mı çekeceğim ben? Basıp gitme taraftarıyım her zaman olduğu gibi. Koluma uyguladığı baskı ile olduğum yerde kalmıştım tabii.

"Gitmiyorsun bir yere?"

"Neden? İçtiklerimin parasını veririm şimdi bir atm bulmam lazım."

"Zeynep! Çıldırtacak mısın sen beni?"

"Çekil önümden Çınar!"

"Lan deliricem yemin ediyorum deliricem. Kızım ne oldu?"

"Bir şey olmadı?"

"Kızım ne oldu?"

"Aldatıldım tamam mı! Bu gün bunu öğrendim tamam mı!"

Bir anda sıcacık kollarının arasında buldum kendimi. Sıcacık, koruyucu, güvenilir...

"Bırak, gitmek istiyorum."

"Gitmiyorsun bir yere. Özür dilerim, özür dilerim. Gel benimle."

Elini uzatıp tutmamı bekledi. Ama tutmadım. İçtim diye bu kadar büyük olay çıkarmasına gerek yoktu. Ben onu anlayışından ötürü sevmiştim. Bağırmayışı, sakinliği. Sahi ben Çınar'ı ne ara sevdim ki?

"Gelmek istemiyorum Çınar."

"Anlatmayacak mısın bana olanları?"

"Hayır anlatmayacağım."

"Of be kızım ya!"

Çantamı elimde sıkı sıkı tutmaya devam ederken elimden çekip aldı. Koltuğa doğru ilerledi. Bileğimden çekerek. Dizine yatmamı gösteren bir hareket yaptı. Yattım. Ne kadar salak bir insan olduğumu görebiliyorsunuz değil mi?

"Lütfen anlat."

"Başım ağrıyor."

"Hiç bir şey bırakmadın mı evde? Benimde canım çekti. İnsan sevgilisini düşünür!"

"Kalmıştı dolapta. Bir kaç şişe."

Kalkıp mutfağa doğru geçti. İkimize de getirmişti ama midem almayacak kadar doluydu. O içerken ben göz yaşlarımı onun dizine akıttım. O saçımı sevdi ben ağladım. O kolumu sevdi, ben hıçkırdım. Kaç saat bu şekilde kaldık bilmiyorum. Gözlerini bana dikmiş tepeden bakıyordu ağzından tek bir kelime çıkmamıştı içmeye başladıktan sonra.

"Selim mi?"

"Evet."

"Sevmediğin bir adam için bu kadar ağlaman normal mi bilemiyorum."

Şiş-MAN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now