PATRON

30.6K 1.8K 155
                                    

Dolunay, alışveriş merkezinin yemek bölümünde okuldan arkadaşlarıyla birlikte oturuyordu. Vize haftası olduğu için arada bir mola vermeleri gerekiyordu tabi.

"Off şu kaslara bak ya."

"Yaaa yerim onu ben yaa!"

Kızlar ellerindeki telefondan birşeylere bakıyorlardı. Dolunay da kimden bahsettiklerini anlamak için başını ekrana doğru uzattı.

"Kim o sahi?"

Merve ve Aslı ciddi misin gibilerinden Dolunay'ın yüzüne baktılar.

"Oha kızım ya. Sen şimdi bu çocuğu tanımadığını mı söylüyorsun?"

"Tanımam mı gerek?"

Merve onaylamaz bakışlarını takınıp, başını iki yana salladı. Aslı da elinde tutmakta olduğu telefonunu Dolunay'a doğru uzattı.

"Al oku. Kimmiş öğren."

Dolunay, Aslı'nın eline tutuşturduğu telefonu alıp makaleyi okumaya başladı.

"Talha Özbek... Henüz yirmi dört yaşında olmasına rağmen dünyaca tanınmış bir piyanist. Bir çok ülke de başta genç kızlar olmak üzere bir çok hayranı da peşinden sürüklemekte olan yakışıklı playboy...

Bu gece ........... sahnesinde gösterisini sergileyecek. Hatta bizden duymuş olmayın, konser sonrası Saklı Bahçe'de olacağını duyduk. Bloğumuzu takibi bırakmayın(!)"

"Ee okudum ne olmuş?"

Kızlar şimdide sen insan mısın bakışı atıyorlardı Dolunay'a.

"Nee??"

İkisi aynı anda başlarını sallayıp muhabbetlerine geri döndüler.

Dolunay'a isim bir yerden tanıdık geliyordu ama.... Saklı bahçe.. saklı bahçe... Neyse. Nasılsa önemli biri değildi onun için.

◆◆◆

Beril telefonu elinde arama yapmakla meşguldü.

"Hah alo Dolunay. Sabah beşe kadar buradayız biz. İstersen sende gel değişiklik olur."

"....."

"Bilmiyorum valla bende. Beşe kadar bugün çalışıyorsunuz dendi, bizde emirlere uyuyoruz işte."

"....."

"Mızıkçılık yapma. Hem evde tek oturup ne yapacaksın. Çık gel işte."

"......"

"Tamam canım gelince bulursun bizi. Ben sana yer ayıracağım. Görüşürüz."

Telefonu kapatıp çantasına koymak üzereydi. O sırada soyunma odasının kapısı açıldı usulca.

"Çok yoruldum Beril yaaa..."

Duru içeri girer girmez kapıyı kapatıp kendisini odada ki kanepeye bırakmıştı.

"Alışırsın zamanla. Sonuçta hayatında ilk kez çalışıyorsun. Hadi kalk içeri geçelim. Mekân kalabalıklaşmıştır şimdiye."

Duru oflaya oflaya yerinden zoraki de olsa kalktı ve birlikte odadan dışarıya çıktılar. Kızlar çalışmaya başlayalı bir ay kadar olmuştu. Beril burayı gerçekten çok benimsemişti. Ve hayatında ilk defa bir kez olsun işine geç kalmadan gelebiliyordu.

Karanlık koridorda ilerledikleri sırada karşılarından kendilerine doğru gelen Hilal Hanım'ın el hareketiyle durdular.

"Ah kızlar sizi gördüğüme çok sevindim. Benim acil olarak programı yetiştirmem lazım. Of son dakikada söylenecek şey miydi bu şimdi? Duru sen acil olarak bar kısmına gidip Mete'ye yardım ediyorsun. Beril sende hemen patronun odasına geçip etrafa bir çeki düzen veriyorsun. Ne bileyim temizlik falan yap işte. Patron neredeyse gelir. Hadi kızlar hadi bakmayın öyle dağılın dağılın.."

Elleriyle kızları kovaladı Hilal Hanım. Gerçekten oldukça telaşlı görünmüştü gözlerine.

"Geldiğimden beri ilk kez patronu görecek olmam çok garip. İş yerine gelmeyen patron mu olurmuş hem? Haksız mıyım Beril?"

"Bize ne kızım ya. Hadi ben şu odayı halledeyim sende Mete'nin yanına git bir an önce. Lafı yemeyelim şimdi."

"Ayy evet. Neyse kaçtım ben madem. Kolay gelsin sana."

"Sanada kuzu."

Beril önce temizlik malzemelerinin olduğu odaya girdi ve bir kaç parça malzemeyi alıp, patronun odasına doğru ilerledi. İşin aslı ilk kez bu odaya girecekti.

Odaya girdikten sonra ellerindekileri bir kenara bırakıp, camsil ve toz bezini alıp masayı ve kitaplığı sildi. Kitapların bile tek tek tozunu aldı. En ufak bir noktayı bile atlamadan iyice temizledi odayı. Artık tozdan, kirden eser yoktu. Eseriyle gururlanmak için kapının olduğu kısma geçti. İyi iş çıkarmıştı. Patron kesinlikle bir laf edemeyecekti. Eline su dolu vileda kovasını alıp kapıya döndü. Tutmakta olduğu bezlerden biri düşünce kovayı yere bırakıp beze uzandı. Tam ayağa kalkmıştı ki, kapı açılmış ve saniyelik bir anda ayağı vilada kovasına takılmıştı. Neredeyse yüzü koyun düşüyordu ki, düşmesini engelleyen tek şey belinde hissettiği kuvvetli ellerdi.

Karanlığın Prensleri "Günahlar Evi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin