KABUS

19.9K 1.3K 152
                                    

Multimedia Beril.. iyi okumalar :)

Neyden kaçtığını veya nereye kaçtığını bilmeden koşuyordu. Bu içine girdigi labirentte kaybolmuştu.

"Beril..."

Biri ona sesleniyordu. Belki de ondan kaçıyordu öyle ya?

"Beril kaçman anlamsız."

Sola döndüğü anda yanında hızla birşey geçti. O kadar hızlıydı ki Beril'in saçları uçuşmuştu. Korku tüm iliklerine kadar işlemişti. Ne kadar koşarşa koşsun sanki kaçamayacak gibi hissediyordu. Peşindeki onu istese bir hamlede yakalayabilecekti sanki...

"Beril artık uyanma vakti. Daha ne kadar bekleteceksin beni?"

"Hayırrrr!"

Beril ter içerisinde uykusundan uyanmıştı. Aman ne güzel. Yer yadırgıyordu işte ve böyle garip kabuslar görüyordu sonuç olarak.

"Off.."

Üzerindeki pikeyi kenara atıp yataktan kalktı. Kendisine temiz iç çamaşırları ayarladıktan sonra banyoya yöneldi. Odasının kapısı çalındığında duşunu bir kaç dakika ertelemek zorundaydı.

"Girin?"

İçeriye ufak tefek yirmili yaşlarda bir kız girdi. Demek başka hizmetliler gerçekten de varmış. Elinde bir üniforma vardı. Muhtemelen görev sırasında onu giyecekti.

"Merhaba. Benim adım Serra. Bu sizin için. Mesai saatleri boyunca bunu giymelisiniz."

İyi de kimse ne yapacağından bahsetmemişti ki. Tam birşey söyleyeceği sırada kız yeniden konuştu.

"Baş kahya sizleri aşağıda bekliyor Beril hanım. Görevinizde size yardımci olacaktır."

Bu evde herkes akıl mi okuyordu ne?

"Ta..tamam teşekkür ederim."

Kız üniformayı yatağın üzerine bıraktıktan sonra başıyla selam verdip odadan çıktı. Beril acele hazırlanması gerektiğini düşünüp banyoya yöneldi hemen. Kısa bir duşun ardından kapı arkasında kendisi için bırakılmış olan bornoza sarındı ve banyodan çıktı.

"Ohh dünya varmış."

Çamaşırlarıni giyip hemen yatağin üzerindeki formayı üzerine geçirdi. Resmen sürtük hizmetçi kıyafetiydi bu(!)

"Daha kısası yok muydu bunun? Hayır yani bu kısacık etekle nasıl bir iş bekliyorlar anlayabilmiş değilim!"

El mahkum bu şekilde çıkmak zorundaydı. Kahyayla konuşup durumu düzeltebilirlerdi sanırım. Ölçüler mutlaka yanlış olmalıydı. Yani sanırım... Öyledir değil mi?

Aşağı indiğinde kızların kendi aralarında tartıştıklarını gördü. Giydikleri kıyafeti çekiştirip duruyorlardı.

"Beril şu halimize bak!"

"Off. Gördüğün gibi bende farkındayım."

Eliyle üzerini işaret etti.

"Gögüslerim fırladı resmen. Çok utanç verici. Hay ben bu elbiseyi icat edeni!"

"Hişşt sakin ol Dolunay. Bakacağız bir icabına."

"Bakıyorum çoktan hazırsınız kızlar?"

Yaşlı kahyanın sesini duyduklarında hazır bir şekilde dikildiler. Tabi bir yandan da elleriyle etek ve dekolte boylarını çekiştiriyorlardı.

"Bir sorun mu var hanımlar?"

Şaka mı ediyordu bu amca?

"Şey sanırım bu ölçüler bize uygun değil."

"Hayır. Tam size göre dikildi ve tabi beylerin istekleri üzerine."

Nasıl ya?
Beylerin istekleri de ne demek oluyor?

"Ama biz böyle rahat çalışamayız ki? Hem bu kıyafetlerle temizlik bile yapılmaz."

"Temizleyeceğiniz tek yer beylerin ve kendi odalarınız. Sizden başka kimsenin o odalara giriş izinleri yok."

"Yani demek istiyorsunuz ki biz tamamen hususi hizmetle vazifelendirildik öyle mi?"

"Aynen öyle. Hatta kişisel hizmetleride sizlere ait."

"Şey pardon ama ne tarz bir hizmetten söz ediyoruz?"

"Zamanı gelince hepsini öğreneceksiniz. Şimdilik evi etraflıca bir gezip heryeri ögrenin. Nerede ne var bilginiz olsun. Bu arada bunlar telefonlarınız. Tek bir numara var rehberinizde. Genç efendilerin numaraları. Hepiniz hizmet ettiğiniz efendinin nunarasına sahipsiniz. Kimseye veremezsiniz."

Yaşlı kahya telefonları kızlara verdikten sonra başıyla selamlayıp yanlarından ayrıldı.

"Neyin gizliliği bu? Sanki görevimiz tehlike çekiyoruz burada. Bir de telefon verdiler. Tabi onlar da haklı değil mi ama? Bu koca evde bulunmak kolay olmasa gerek."

"İşin ucunda bir milyon dolarlık sözleşme var kızlar. Şimdilik olacakları beklemekten başka çaremiz yok."

Kızlar hep birlikte malikaneyi dolaşmaya başladılar. Her bir işin farklı bir görevlisi vardı. Birileri evin temizliğini yapıyor, diğerleri mutfaktaki işlere yardım ediyor, bazıları servis işini yaparken, birileri de kapıları açıyordu. Evet şaka değil resmen kapı açan görevliler bile vardı.

Bahçeye çıktıklarında çiçek ve çalıları budayan üçten fazla bahçıvan bile vardı. Hayata bak be...

"Beril sana göstereceğimiz muhteşem bir yer var. Ve inan böylesini daha önce hiç görmemişsindir."

"O kadar heyecanli söyledin ki merak etmedim diyemeyeceğim Duru."

"Öyleyse gidelim."

Duru Beril'in elinden tutup sürüklemeye başladı. Söylediği yere götürmek için acele ediyordu.

"Çekiştirmesene kızım geliyoruz ya işte."

"Söylenme de yürü."

Bir kaç dakikalık yürüyüşün ardından tanıdık gelen o resme bakmak heyecanlandırsa da biraz da ürkütmüştü Beril'i. Gece rüyasında gördüğu yerdi burası. Tesadüf müydü? Daha önce hiç görmediği bir yeri nasıl rüyasında görebilirdi ki?

Karanlığın Prensleri "Günahlar Evi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin