VAZGEÇİLEMEYEN AŞK

12.4K 902 177
                                    

"Nasılsın ufaklık?"

Duru rüyalarında bile kaç defa duyduğu bu sesi tanımakta zorluk çekmemişti. Onun da haberi var mıydı acaba? Kesin vardı. Ne de olsa o da bir vampir.

Bunca zaman sevdiği adamın da aslında bir vampir olduğunu öğrendiğinde gerçekten de ateşle oynadığının farkına vardı.

Başını kaldırıp onun o güzel gözlerine baktı. Yapamıyordu işte. Onu asla unutamayacaktı. Başka bir kadınla birlikte olduğunu bilse bile yapamıyordu.

"İyiyim desem gerçekten herşey iyiye döner mi söylesene?"

Egemen ağır adımlarla yaklaşıp yanına oturdu. Kollarını dizlerine koyup hafifçe öne eğildi ve Duru'ya baktı.

"Bazen olacak olanları engelleyemeyiz Duru. Kader bizim adımıza karar verebiliyor. Sabretmekten ve o dogrultuda elimizden gelen en iyisini yapmaktan başka çaremiz yok anlıyor musun?"

Elini uzatıp Duru'nun kucağında duran elini sıkıca tuttu ona destek vermek istercesine. Elinden yayılan sıcaklık içini nasılda ısıtmıştı. Duru daha fazla kendine engel olamayıp hızlıca boynuna sarılıp hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Egemen de bir elini beline sararken diğer eliyle de saçlarını okşadı.

Ne garip diye düşündü Duru. Bu adam içinde fırtınalar estirip bütün iç dünyasını yerle bir edebiliyorken, diğer bir şekilde de kendisini teselli ediyor ve ruhunun parçalarını onarabiliyordu. Onun yanında hissettiği huzuru başka bir yerde hissedemiyordu. Nasıl vazgeçecekti ondan?

"Hişşş... yeter artık kendini harap ettiğin güzelim. Herkes senin için çok endişeleniyor toparlanman lazım artık. Hadi bak bakalım bir yüzüme."

Bunu bana niçin yapıyorsun Egemen?

Egemen eliyle çenesinin altından tutup kendisine bakmasını sağladı. Duru her ne kadar şuan çirkin göründüğünü düşünse de Egemen farklı düşünüyordu. Çok güzel bir ölümsüz olmuştu halbuki. Daha önceden onu böyle hayal etmişti. Ama görmek daha farklıydı. O hala çok masumdu. Hele bu şişmiş gözler ve al yanaklarla o kadar tatlı görünüyordu ki yüzüne...

Neden bana bu kadar dikkatli bakıyor?

Egemen sanki içini okumuşçasına cevap verdi.

"O kadar güzelsin ki baktıkça bakasım geliyor sana."

Duru onun bu itirafıyla şaşkına dönmüştü. Bunu sahiden Egemen mi söylüyordu? İyice utanmıştı şimdi. Kafasını öne eğmek istese de hala çenesinde duran el buna engel oluyordu. Duru gözlerini bir kez daha Egemen'in gözlerine sabitledi. Ölmüş olduğunu biliyordu ama ona karşı olan aşkı hala yüreğindeydi işte. Onu hala seviyor ve istiyordu. Gözleri bir an dudaklarına takıldı. Sonra yaptığı şeyin utancıyla tekrardan bakışlarını kaldırdı.

Egemen yavaşça yüzüne doğru yaklaştı.

"Sanırım seni öpeceğim."

Duru, Egemen'in dudaklarını dudaklarında hissettiğinde aslında ne kadar hayatta olduğunu farketti. Önce şaşırsa da karşılık vermekte gecikmedi.

Başta hafif dokunuşlar şeklinde başlayan öpüşleri daha da hararetlenmişti. Dilleri birbirine karıştığında ikisi de alev almış bir halde gelmişti artık. Duru dudaklarını iyice onunkilere bastırdı. Ellerini saçlarının arasına geçirdi. Egemen'in dudaklarından çıkan boğuk inleme Duru'nun içinde daha fazla arzunun uyanmasına sebep olmuştu. Egemen belindeki kolunu kullanıp tek hamlede Duru'yu kucağına çekti. Bir kolunu Duru'yu bedenine daha fazla bastırmak için kullanırken diğeriyle başının arkasından bastırıp daha sert öpmeye başladı onu. Dudaklarını hoyratça fethederken daha fazlasını istediğinin farkına varınca sıyıracak gibi oldu.

Tanrım bu kızı nasılda çok istiyordu böyle?

İkiside böyle giderse duramayacaklarıni biliyorlardı. Egemen dudakları arasına mesafe koydu.

Birbirlerinin gözlerinin içine bakarken, Duru hala beklenti içinde olmaktan nefret etti. Ama yine de o dudakların tekrardan kendisini öpmesi için neler vermezdi ki?

Peki Egemen neden kendisini öpmüştü ki? Şimdi bu öpücük hayatını alt üst edecekti. Bu kafayla uyku uyuyabilse ne ala(!) Gerçi saat gece yarısını çoktan geçmiş olmasına rağmen hala uykusunun gelmemiş olması garipti.

"Odaya çıkmak ister misin?"

Duru başıyla onaylayınca onu kucağından nazikçe indirdi. Ayağa kalktıklarında odaya gitmek üzere döndüğünde Egemen elini tuttu. Duru bu gece şok üstüne şok yaşıyordu. Egemen eli elinde ilerlemeye başladığında yüzünde gülümsemesine engel olamamıştı.

°°°°°

"Bunu gördün mü?"

Dolunay ve Talha, Egemen ve Duru'nun el ele içeri girdiklerini gördüler. Dolunay Duru adına sevinse de yine de kaygılanmadan edememişti.

"Onun duygularını incitirse kendi ellerimle sonunu hazırlarım Egemen'in."

"Bilmediğin şeyler var Dolunay."

"Bilmediğin derken? Demek senin benden farklı olarak bildiğin şeyler var öyle mi Talha Bey?"

Talha Dolunay'ın karşısında dikilip ellerini omuzlarına koydu. Nazikçe okşadıktan sonra konuşmaya başladı.

"Bak bebeğim. Egemen farkında olmadan Duru'ya kapıldı. Yeşim olayının üzerinden çok uzun zaman geçti ve o zamandan bu yana kalbinin kapılarını bütün kadınlara kapadı. Lakin az önce gördüğüm manzara daha evvel ki şüphelerimi kanıtlar bir vaziyette. Sanırım Egemen gerçekten Duru'ya değer veriyor."

"Ama Yeşim yeniden ortaya çıktı değil mi? Egemen'in ona dönmeyeceği ne malum? Hoş o kızın daha neden geldiğini bile bilmiyoruz. Ve sakın bana Egemen için geri döndü deme! Bu son zamanlarda yaşanılan olaylar, Yeşim'in ortaya çıkışı bunların hiç biri tesadüf olamaz!"

"Egemen bir zamanlar aşıktı evet ama aptal değil. Arat, o ve ben bu konuyu uzun uzun konuştuk. Şimdilik Yeşim'i huylandırmamak için onu yakınında tutuyor sadece. Ona karşı artık duygularının olmadığına eminim. Bunu bakışlarında görebiliyorum rahatlıkla."

"Peki sence Yeşim öldürmemiş olabilir mi gerçekten Egemen'in ailesini?"

"Bilmiyorum ama o kıza güvenmiyorum."

Karanlığın Prensleri "Günahlar Evi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin