HİSLER

20.9K 1.3K 84
                                    

Nefes alışverişi gittikçe yavaşlıyordu. Ortamdaki karanlık artık daha da bir artmış gibi geliyordu Beril'e. Sesi bağırmaktan kısılmıştı.

"Ya..yardım edin. Çıkarın beni buradan. Lütfen..."

Gözyaşları bile kurumuştu. Neden kimse onu aramaya gelmiyordu? Bacaklarında derman kalmayınca kapıya sürtünerek yere doğru çöktü.

"Biri..bana..yardım...etsin..."

"Beril! Beril orda mısın?"

Duyduğu ses bir hayal miydi? Hayır hayır bu kesinlikle Dolunay'ın sesiydi.

"Do..Dolunay!"

Birden bedenine can gelir gibi oldu ve daha yüksek sesle bağırdı.

"Burdayım! İçerdeyim!"

"Tamam sakin ol canım şimdi seni çıkaracağız."

Kapının sürgüsünün sesini duydu önce. Sonra kapı yavaşça açıldı.

"Ah güzelim benim. İyi misin?"

Dolunay arkadaşının halini görünce yüreği ezilmişti adeta. Ağlamaktan gözleri şişmişti. Üzgün ve korkmuş ifadesi istemeden kendisine kızmasına sebep olmuştu.

"Şimdi iyiyim canım. Merak etme."

"Nasıl endişelendim bilemezsin. Keşke seni beklemek yerine buranın altını üstüne getirip bulsaydım."

"Kendine haksızlık etme. Sonuçta bilemezdin. Hem ayrıca bak beni buldun."

Beril, Dolunay'ın arkasındaki kişiyi sonradan farketti. Sanırım hayal görüyordu. Şaşkın bakışlarını Dolunay farkedip arkasına baktı. Nasıl da onu unutmuştu?

"Ah şey Berilcim bu Talha. Seni bulmama o yardım etti."

Beril iyice şaşırmıştı şimdi.

"Sen koskoca Talha Özbek'ten sadece Talha diye mi bahsediyorsun? Söylesene ne zamandan beri bu kadar yakınsınız?"

Dolunay Talha'ya baktığında yüzünde çarpık bir gülümseme olduğunu görmüştü. Dolunay gözlerini devirip bu kez Beril'e baktı.

"Bir kaç kez karşılaştık diyelim. Her neyse artık çıksak mı şuradan?"

"Kesinlikle."

Dolunay Beril'i doğrultmaya yardımcı olurken Talha hemen yetişip diğer kolundan tuttu Beril'in. Dolunay ve Beril şaşırsalarda birşey demediler. Beraberce üst katın merdivenlerini tırmanmaya başladılar. Soyunma odasına yürüdükleri esnada patronun ofisinin kapısı açıldı. O an Arat'la Beril göz göze geldiler. Beril ondan her defasında bu kadar etkilenmemeliydi. En son olanları hatırlayınca yanaklarının ısınmaya başladığını hissetti. Arat yakıcı bakışlarını üzerinden çekmeden Talha'ya seslendi.

"Talha bana iki dakikanı ayırır mısın kuzen?"

Kuzen..
Kuzen...
Ku..Kuzen???

Bu iki harika yakışıklı, inanılmaz cekici adam kuzen miydi? Allah'ım bu nasıl bir olasılıktı böyle? Bunlar hangi gene sahipse oda aynısından istiyordu. Düşünsene Arat'a benzeyen erkek çocuklar?

Beril saçma düşüncelerini savmak adına başını iki yana salladı.

"Geliyorum Arat."

Arat ofisten tekrar içeriye girerken Talha Dolunay'a döndü.

"Ben Arat'la konuşurum. Sen onu eve götür."

Cümlesini tamamladıktan sonra ofise doğru ilerledi. Dolunay'da dayanamayıp arkasından seslendi.

"Talha!"

Adını duymasıyla arkasına doğru döndü.

"Evet?"

"Ben.. Bugün için teşekkür ederim."

Yakışıklı yüzündeki gülümsemeyle her genç kızın kalbini kazanabilirdi bu adam.

"Hoşcakal Dolunay."

İsmini onun o çekici sesinden duymak içinde tarifsiz bir heyecan dalgasına sebep olmuştu. Hatta öyle ki ensesindeki tüyler bile dikilmişti. Onun ofisten içeri girişini gördükten sonra Beril'e döndü. Berilse başından beri arkadaşının hareketlerini takip edip anlamlandırmaya çalışıyordu.

"Neden öyle bakıyorsun Beril?"

"Sence?"

"Bence ne? Ne olmuş?"

"Boşver."

"Of çok sinirsin Beril."

"Huyum kurusun."

İki kız birbirine bakıp gülmeye başladılar. Sonra beraberce Saklı Bahçe'den çıkıp taksi durağına doğru ilerlediler.

Karanlığın Prensleri "Günahlar Evi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin