KARAR

19.3K 1.2K 100
                                    

Beril hazırlanan sözleşmeden kızlara bahsetmişti. Maaşın oldukça dolgun olması ne kadar işlerine gelse de, bir milyon dolar akıllarını kurcalamıştı.

"Ne diyorsunuz kızlar kabul etmeli miyiz?"

"Off ya karar veremiyorum."

"Al bende de o kadar."

"Ya şartlar çok zorluysa? Hayır anlamadığım ne tür bir insan bu kadar çok istifa teminatı ister anlamıyorum? Sizce o evde neler dönüyor olabilir dersiniz?"

Beril gözlerini devirip Dolunay'a baktı.

"Biraz daha az film izle canım benim. Hem ne olabilir ki en fazla? Üçümüz bir arada olacağız. Bundan güzel iş mi olur ki?"

"Orası öyle tabi."

Duru da başıyla onaylamıştı.

Bir kaç dakika daha aralarında iş konusunu tartıştılar. Sonunda da bir karara bağlayıp oy birliğiyle kabul ettiler. Beril kızları Hilal hanımın yanına götürdü. Kısa bir konuşmanın ardından hayatlarını baştan sona değiştirecek o anlaşmaya imzalarını attılar.

"Kızlar özel eşyalarınızı iki gün içerisinde toparlayın. Çok fazla şey almanıza gerek yok. Bütün ihtiyaçlarınız Arat Bey tarafından karşılanacak. Artık diğer işleriniz de çalışmayacaksınız. Sadece yeni görevinize odaklanın. Şimdiden bol şanslar."

"Şey Hilal hanım. Peki adresi alabilir miyiz?"

"Tabiki."

Hilal hanım çantasından bir not kağıdı ve kalem çıkardı. Adresi yazdıktan sonra işi olduğunu söyleyerek kızlarla vedalaşıp yanlarından ayrıldı. Kızlar da tam mekândan çıkmak üzereydiler ki koruma görevlilerinden biri yanlarına hızlıca yetişti.

"Beril Hanım bir dakika!"

"Bir sorun mu var?"

"Bunu Arat Bey gönderdi."

Elini ceketinin cebine sokup bir kredi kartı çıkardı.

"Bu ihtiyaçlarını karşılamanız için. Şifre **** . Limit yok, istediğinizi alabileceğiniz söylendi. Ayrıca alışverişten sonra önce evinize oradan da Arat Bey'in emriyle malikaneye geçeceksiniz."

"İki gün süre vermişti Hilal hanım."

"Evet ama Arat Bey'in emriyle bu süre bir güne indirildi. O yüzden alışverişten sonra lütfen bu numaradan bana ulaşın."

Elinde tuttuğu kartvizitini Beril'e uzattı. Başıyla selam verdikten sonra görev yerine geri döndü.

"Beril az evvel kulaklarıma büyü yapılmadıysa o adam malikane mi dedi yoksa ben mi yanlış duydum?"

"Sanırım."

"Sanır mısın? Ben şuan inanılmaz şoktayım. Para var huzur var adamlarda. Şuna bak kartın limiti bile yok. Yuh diyorum resmen."

"Bize ne adamların parasından pulundan Duru ya. Hadi ne lazımsa alalımda gidip yerleşelim bir an önce."

"Tamam tamam kızma ya hemen sende."

"Neyse hadi gidelim. Daha yapacak işlerimiz var."

"Kızlar taksi tutsak mı? Yarım saat bekleyemem ben o minibüsü."

"Olur hadi durağa gidelim o halde. Yakınlarda bir tane olacaktı."

Üç kız birlikte taksiye binip alışveriş merkezinin yolunu tuttular. Yaklaşık dört saatlik avm turundan sonra çok yorulmuş ve acıkmışlardı. Dolunay yine sızlanıyordu tabi.

"Bacaklarımda derman kalmadı. Ayaklarım koptu resmen ve bu açlığa daha fazla sessiz kalamayacağım. Zira midem horon teper seviyeye geldi."

"Al bende de o kadar. Beril hadi yukarı çıkıp birşeyler yiyelim."

"Olur. Hadi gidelim."

◆◆◆◆

Bir saat daha sonra...

Kızlar yemeklerini yedikten sonra avm'den ayrılmak üzere yürüyen merdivenlerden aşağıya indiler. Ellerindeki poşetlerle toplu taşıma araçlarında gitmeleri zor olacağından yine bir taksiye bindiler.

Eve vardıklarında aceleyle şahsi eşyalarını bavullarına yerleştirdiler. Hızlı olmak zorundalardı çünkü avm de çok oyalandıkları için evde vakit kaybedemezlerdi. Koruma görevlisi neredeyse gelmek üzereydi.

"Of nerede bu düzleştirici! Göreniniz var mı?"

"Ya bende en sevdiğim bluzumu bulamıyorum. Lanet!"

Beril, Duru ve Dolunay çok dağınık olduklarından çoğu kez arkalarını toplamak zorunda kalıyordu. Bu iki kız iflah olmaz birer pasaklıydı çünkü. Ya da sanırım Beril fazla titizdi.

"Dolunay düzleştiricin banyo dolabında üçüncü rafta. Duru bluzun komidinin ikinci gözünde siyah tişortünün altında."

İkisi birden inanamaz gözlerle Beril'e bakıyordu.

"Ne var? Ne diye bakıyorsunuz siz öyle?"

"Hiççç..."

Beril tek kaşını kaldırıp kızlara baktı.

"Neyse. Hazır mısınız?"

Aniden telefonu çalınca kızlardan yanıtlarını duyamadan arayan numaraya baktı. Kayıtlı bir numara değildi.

"Alo?"

....

"Ah tamam iniyoruz bizde."

....

"Yok gerek yok biz taşıyabiliriz. Öyle çok fazla şey almadık zaten."

Beril telefonu kapatıp kızlara döndü.

"Hadi bakalım yolculuk zamanı, yüklenin valizlere."

Karanlığın Prensleri "Günahlar Evi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin