tape 1 : first meeting

1.7K 268 297
                                    

23 Kasım | 12:09 PM - Ev
Olaydan 1 gün sonra.

Ruhum tüm bedenimden sökülmüş gibi mektubu yatağa bıraktığımda ağlamak istemiştim. Göğsüm o kadar yanıyordu ki nefes alamadım.

Ayağa kalkıp çöpten gece mavisi kutuyu aldım ve masama bıraktım.

Hazır değildim.

Ne söyleyeceğini biliyordum. Tüm pisliklerimi anlatacaktı, ona yaptığım her şeyi.

Transa girmiş gibi üzerimdeki montu çıkarıp siyah sweatshirtüm ve eşofman altımı giydim. Aşağı kata inip kapıyı kapattım ve babamın kaset çalarını alarak yukarıya çıktım.

Yatağa oturup karşımdaki kutuya bakarken bayılacak gibi hissediyordum.

Hiç dinlemeden hepsini yakabilirdim. SeoNeul'un ölmeden önceki son isteğini diğer her şey gibi kenara fırlatıp atabilirdim. Kimsenin ruhu duymazdı. Ayrıca ızdırap çekmezdim.

Ama elim kutuya gidip ilk kaseti taktı. Ardından kırmızı renkli düğmeye yavaşça, korkarak bastı. Kulaklıkları taktım.

Hafif bir öksürük sesi duyuldu. Ardından birkaç hışırtı.

"Merhaba Donghyuck."

Sırtımı arkamdaki duvara yaslayıp dizlerimi karnıma çektim. "Merhaba SeoNeul."

"Sana o kadar küfretmek istiyorum ki... Ama küfretmekten nefret ederim."

Güldü. Sesi çok güzeldi.
Tanrım ben ne yapmıştım?

"Bu ilk kaset, öyle değil mi? İlkler hep özel olmalı. İlk sevgili, ilk öpüşme, ilk ayrılık, ilk ölüm... ilk kaset."

Alayla güldü.

"O yüzden ilk karşılaşmamızla başlamaya ne dersin?"

Gözlerimi kapadım. İlk karşılaşmamız mı? Hiç hatırlamıyordum. Neden hatırlamıyordum?

"Hatırlamıyorsun, tabii ki hatırlamazsın. Sana bir ipucu vereceğim. Sadece tek bir kelime. Bakalım hatırlayabilecek misin." Duraksadı. "Balo."

Sessizlik oluşurken anılar boş zihnimde mürekkep gibi dağılmaya başladı.

"Yılbaşı balosundan 1 hafta önce okula gelmiştin. Ve seni ilk baloda gördüm. Donghyuck, öküz gibi içiyordun. Kravatını alnına bağlamıştın. Ne rezillik ama." Güldü.

Hatırlıyordum. Üzerine koktely dökmüştüm.

"Hatırladın değil mi? Elbisem mahvolmuştu, bana ceketini vermiştin. Bir de numaranı tabii."

"Heyecanlıydım. İlk defa bir erkek bana çıkma teklifi ediyordu. Daha önce de teklif almıştım ama kızdan gelmişti."

Güldüm. "Anlatmıştın."

Sonra ise kendime kızdım. Neden konuşuyordum ki? SeoNeul ölmüştü.

"Ve konuşmaya başladık. O kadar eğlenceli biriydin ki senin okulun kabadayısı olmaya başladığını fark edememiştim"

Başımı eğip dizlerime baktım. Haklıydı, şu an korkulan biri olmuştum.

"Sana seni seviyorum dediğimde ilk önce alayla gülüp dalga geçmiştin. Okulun ortasında arkadaşlarınla alay etmiştin. Ne kadar utandım haberin var mı?"

Bir süre nefes alış verişleri duyuldu. Ardından devam etti.

"Sonra ise gelip beni sınıfın ortasında öptün. 1 günde neden fikrinin değiştiğini merak ettim. Ama o kadar saftım ki beni sevdiğini düşündüm."

"Beni kullandın Donghyuck."

Ellerimi saçlarımdan geçirdim.

"Sevgili olduğumuzu bile düşündüm. Günden güne benimle hem alay ettin, hem de öptün."

"2 ay böyle geçti. Hatırlıyorsun değil mi?"

"Tam bir piç kurususun. Biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum," diye mırıldandım. Ellerimi alnıma koydum.

Bir süre sadece nefes alış verişlerini dinledim. Göz yaşlarım gözlerimin arkasında birikmişler, başımı ağrıtıyorlardı.

"İşte Donghyuck, ilk kaset beni kullandığın içindi."

Daha fazla dayanamayacağım.

"Beni kullandın Donghyuck."

Dayanamıyordum.

"Seni sevdim SeoNeul!"

"2. kasede geç."

Kasedin bittiğini belirten uzun sessizlikle kulaklıkları çıkarıp yatağa fırlattım.

Ellerimi saçlarımdan geçirirken ağlamaya başladım. Yerimde hafifçe sallanırken göğsüm yanıyordu. Ciğerlerime bir ağırlık çökmüş gibi nefes alamıyordum.

Daha fazla katlanamayacaktım. Kasetler beni mahvedecekti.

Ayağa hışımla kalkıp sertçe kaset kutusunu aldım ve masamın yanındaki çöp kutusuna fırlatıp çöp kutusunu tekmeledim. Odanın kapısını gürültüyle çarpıp aşağıya indim ve evden çıktım.

×××

Holy shit işte asıl bölümler başlıyor.

TAPESWhere stories live. Discover now