throwback : eye to eye

1K 205 84
                                    

Haziran | Okulun son günü
Olaydan 5 ay önce.

SeoNeul okulun son gününün son dersinin bitmesine 2 dakika kala eşyalarını toparladı. Sınıfından arkadaş kadar yakın olmasa da yakın olduğu birkaç kişiyle vedalaştı. Sarıldı. En son ise Jeno'nun yanına gitti.

"Ehey, iyi tatiller SeoNeul," dedi Jeno gülümseyerek. İkisi de birbirine sarıldı. SeoNeul kollarını uzun çocuğun boynuna dolayıp koyu renk saçlarını karıştırdı. Jeno gerçekten de ona değer veren tek kişiydi.

Jeno'nun kalbi hızlansa da SeoNeul bunu hissetmedi. Ayrılmadan önce Jeno eliyle kızın sırtını patpatladı.

"Sana da iyi tatiller Jeno," dedi gülümseyerek SeoNeul. Jeno kızın saçlarını hafifçe karıştırdı.

Ve zil çaldı. Herkes koşarken Jeno ile birbirlerine son kez el salladılar. Ardından ayrıldılar.

SeoNeul da hızlı adımlarla kalabalığa karıştı. Okulun çıkış kapısından çıkıp kapının yanından dikilirken herkes ellerindeki defter kitap, ne varsa havaya fırlattılar. Mavi gökyüzü beyaz kağıtlarla kaplanırken herkes gülüşüyor, bağırıyordu. SeoNeul da gülümsedi. Uzun süre sonra ilk defa içten gülümsediğini hissetti.

Başını sola, birkaç metre çaprazında duran Donghyuck'a çevirdi.

Oğlan o an o kadar güzel gülümsüyordu ki SeoNeul inanamadı. Yüzü huzurluydu. Gözleri altın gibi parıldıyordu. Işıl ışıldı. Dudaklarının kıvrılışı, gözlerinin kısılışı, gülerken başını hafifçe geriye atışı ve yumuşak saçlarının savruluşu... Her şeyiyle mükemmel duruyordu.

SeoNeul ona koşmak istedi. Koşup kollarını sıkıca boynuna sarmak, başını çıplak, ılık boynuna gömmek, ellerini yumuşak saç tellerinde gezdirmek istedi. Kollarını sıkıca kızın beline sarmasını istedi.

Tam o sırada, SeoNeul ona özlemle bakarken Donghyuck da ona baktı. Altın gibi parıldıyan gözleriyle göz göze geldi. Fakat parıltı kayboldu. Gülümseyen yüz giderek soldu. Gözleri normal haline döndü.

Birkaç saniye kızla bakıştı.

Donghyuck'un kalbi ağrıyordu. Pişmanlıktan dolayı ne yapacağını bilemiyordu. Evde yine kriz geçirmişti. Kendine zarar vermeye kalkmıştı ama babası onu durdurup sakinleşene kadar onu kollarından sıkıca tutmuştu. Donghyuck'un bedeni yorgunluktan yere düşene kadar onu tutmuştu.

Ve kızın kendisine öyle baktığını görünce kenara çöküp ağlamak istemişti. Tüm soğukluğunu kenara bırakıp ağlamak istemişti. Ona üzgün olduğunu söylemek, her şeyi anlatmak istemişti. Onu sevdiğini söylemek istemişti.

Onun yerine arkasını dönüp uzaklaşmış, kalabalığa karışmıştı.

SeoNeul ise onun neden böyle olduğunu bilmeden intiharı düşünmeye başlamıştı.

İkisi de berbat durumdaydı. Donghyuck daha da berbat durumdaydı. Fakat daha berbat durumda olan güçlü kalmayı başarmıştı, zayıf olansa çoktan pes etmişti.

×××

Bana bol bol güzel yabancı şarkı önerin moda gireyim bu ara taslaklardaki bölümler azaldı. :(

TAPESWhere stories live. Discover now