throwback : i can't stand this anymore

1K 212 98
                                    

Haziran | 16:17 - Okul/Arka Bahçe
Olaydan 5 ay önce.

"Neler oluyor?"

SeoNeul'u tutup arka bahçeye zorla sürükleyen 5 kız sakızlarını patlatıyor, pençeleriyle tuttukları kızı ittiriyorlardı.

Sonunda duvara kızı ittirdiler. Çantasını açıp eşyalarını yere dökerken SeoNeul kızgındı ve aynı zamanda korkuyordu.

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" Kızların elinden çantasını almak için yeltendi. Fakat tüm eşyaları çoktan yerdeydi ve tekmelenip yerde sürükleniyorlardı.

SeoNeul sinirle bir kızı ittirmek için hamle yaptı fakat yüzüne sert bir tokat yedi.

"Hah! Cidden şu orospu..." Grubun lideri olan kız SeoNeul'u ittirdi. Kız sertçe duvara çarptı.

"Durun artık!"

"Durunmuş," diye alayla güldüler. SeoNeul'un gözleri dolmuştu. "Haechan'ı ne zamandır tanıyorsun?"

Kızı omzundan sertçe dürttüler.

"Ne?"

SeoNeul kızgınlıkla sordu. Tüm bu yaptıkları Haechan'ı kıskandıkları için miydi?

"Nasıl olur da Haechan'ı sevebilirsin sen?!" Kız SeoNeul'un tişörtünün yakalarına yapışıp bedenini duvara çarptırdı. "Senin gibi bir sürtüğü seveceğini mi sandın?"

"Nasıl olur da senin gibi bir sürtük Haechan'ı öpebilir ha?!"

"Beni o öptü!"

SeoNeul karnına yediği sert yumrukla iki büklüm olurken kız saçını çekiştirdi.

"Nasıl o iğrenç dudaklarını onun güzel dudaklarına değdirebilirsin? Yürek mi yedin?"

Bacağını tekmelediler.

"O beni öptü!"

"Yalancı!" SeoNeul'u tekrar ittirdiler. Gözleri dolu doluyken sakızını kızın ayaklarına tükürdü.

"Cidden şu kız sinir bozucu..." dediler. Elbise tulumunu çekiştirdiler. Askılarını indirip her yerini tırnaklarını geçirdiler.

"Haechan'ın dikkatini çekmek için neler yaptın söylesene? Ona sakso mu çekiyorsun? Yoksa her gece altına mı giriyorsun?"

Kalbine tekrar tekrar bıçak saplanırken kız SeoNeul'un eteğini kaldırdı ve özel bölgesine tekme attı. Acı içinde kıvranırken gozünden birkaç damla göz yaşı döküldü.

"Hah! Sürtük! Ağlıyor musun? Ağlıyor musun ha?!" Kafasına vurdular.

Ve SeoNeul o an fark etti. Uzakta, ağaca yaslanmış, onları izleyen Donghyuck'u.

Ellerini ceplerine koymuş, umursamaz bir şekilde kıza bakıyordu. Yüzü ifadesizdi.

Hiçbir şey yapmamaya devam etti, SeoNeul ona yalvaran gözlerle bakarken.

"Şu kız iyi bir dayağı hak etti." Ve kafasına tekrar vurdular. 5 kız da onu duvara sıkıştırıp saçlarını çekiyordu. Kafası acıdan yanıyordu. Saç telleri kopuyordu.

"Bırakın beni!"

Onu kollarından tutup yere ittirdiler. Düştüğü taşlar dizlerini ve dirseklerinin derilerini soyup kanattı. Karnına, kaburga boşluğuna sert bir tekme yediğinde gözleri birkaç saniyeliğine karardı. Ardından bir kız üzerine oturdu ve SeoNeul'u arka arkaya yumruklamaya başladı. Elmacık kemiği, kaşı ve dudağı patlayana, burnu kanayana kadar onu yumrukladı.

"Durun lütfen!" SeoNeul acı içinde bağırıyordu. "Lütfen!.."

Diğer kızlar da üzerine çullandı. Çıplak kol ve bacaklarını cimcirip tırnakladılar. Tırnak izleri kızarıyor ve yanıyorken SeoNeul ağlamaktan nefes alamıyordu. Kızın göğüslerine sertçe vururlarken çığlıklar attı. Eteğini tamamen kaldırıp özel yerine tekmeler attılar. Bacakları, baldırları morarana kadar yumrukladılar.

"Y-Yardım edin!" Bağırmaya çalıştı ama canı o kadar yanıyordu ki yeteri kadar sesi çıkmıyordu.

Göz yaşları ile dolu gözlerle tekrar ve tekrar kızı tekmelediler. Üzerine tükürdüler. SeoNeul o sırada bir bebek gibi ağlarken Donghyuck'a bakıyordu.

Öylece duruyor ve olanları izliyor oluşu kalbini paramparça etti.

Sonra ise bir ses duydu. Tam anlamadı. Sanki suyun altındaymış gibiydi ses. Buğulu.

Kızlar koşarak gittiler. SeoNeul bebek gibi ağlamasını durduramazken Donghyuck da döndü ve arkasına bile bakmadan gitti.

SeoNeul ise ağlamaya devam etti.

×××

800 oya yaklaşma şerefine 2 bölüm attım yine iyisiniz.

TAPESWhere stories live. Discover now