important : explanation of everything

1.1K 290 187
                                    

Bu bölüm Renjun'un ölümünden sonra neler olduğunun bir özeti. Her şeyi açıklayan bölüm bu bölüm. Dikkatli okuyun.

Bu bölümde sizden bol bol yorum ve oy bekliyorum.

MEDYAYLA OKUYUN.

***

Jeno ile olan büyük kavgadan 1 hafta sonra Donghyuck ailesinin ayarladığı psikoloğa gider. İlk günlerde hiçbir şey söylemez. 2 hafta sonra ise kısa kısa içini dökmeye başlar. Suçlu hissettiğini, baskının onu boğduğunu, artık arkadaşının yanında olmadığı gerçeğinin verdiği acıyı...

Psikolog da Donghyuck'un ailesine oğullarının söylediklerini aktararak ona antidepresan yazdırır.

Donghyuck neredeyse 2 ay antidepresan kullanır ve giderek yan etkileri kendini gösterir. Donghyuck daha sinirli birine dönüşerek ufacık kalan neşesini de kaybeder. Dozu gerektiğinden fazla kullanır çünkü arkadaşının ölümü onu çıldırtır. Okulda kaos oluşturur. Bir ay sonra okuldan ayrılır ve yeni okula transfer olur. Jeno ile aynı okula.

Jeno ile bir hafta sonra tekrar kavga ederler. Donghyuck'a katil diyerek onu kışkırtır.

Jeno ile olan bağları tamamen kopar. Saygısı kaybolur. Giderek daha huysuz birine dönüşür ve bir kutu gibi kendi içine kapanır. Hapları sürekli içer. Donghyuck odasından çıkmaz. Kimseyle konuşmaz. Ceset gibidir. Fakat yalnız kaldığında bastırılan duyguları gün yüzüne çıkar. Ağlar. Ortalığı dağıtır. Çığlıklar atar. Kendini yumruklar. Sinirden ne yapacağını bilemez. Kimseyle iletişim kurmaz, insanların yüzüne bile uzun süre bakamaz. Berbat bir hal alır. Her gece ağlar.

Ailesi ilaçların yan etkilerinin farkına varınca psikolog işinden vazgeçerler. Fakat Donghyuck ilacı bırakınca bu sefer ona ihtiyaç duymaya başlar. Bedeni buna tepki verir. Hastalanır, sinirlenir. İçine daha çok kapanır. O ilacı daha fazla kullanmak ister.

Bu yüzden kendini öldürmeye çalışır.

Renjun ile olan suçluluk duygusu dağ gibi çoğalırken bileklerini kesmeye çalışır. Fakat annesi yakalar. Kendini küvette boğmaya çalışır. Fakat sadece bayılır. Çatıya çıkıp atlamaya bile teşebbüs eder.

Herkes ondan çekinirken o da kendisinden nefret eder. Herkesten nefret eder. Sabah uyandığında aklına ilk gelen şey "Ben bir katilim," olur. Bazen durduk yere sallanır ve fısıldarcasına o kelimeleri söyler. Deliriyor gibi hisseder.

"Ben bir katilim. Ben bir katilim."

Kendini yaralar. Yüzü morarır. Kollarında kendi tırnak izleri vardır.

Donghyuck giderek bir yaprak gibi solarken okul balosunda SeoNeul adlı bir kızla tanışır.

Ve konuşmaya başlarlar. İlk başta kısa kısa mesajlaşırlar. Donghyuck o mesajlarla bile içindeki karanlığa ışık tutmaya başlar. Renjun gibi yakın olur ona. Öğle yemeklerini haftada bir iki kere beraber yerler. Uzun süre sonra gülümsemeye başlar. Kızın neşesi onun da benliğini geri getirir.

Donghyuck bu yüzden ona aşık olur. Ona bağlanır. Bu aylar sürer. Aylar boyunca her gün onun yüzünü görmek, onunla konuşmak ister. Gülümsemesini duymak ister. Adını söyleyişini, dostça saçlarını karıştırışını... Her günü onunla geçirmek ister.

Sonra ise SeoNeul Jeno ile çıkmaya başlar. Ve Donghyuck'un ışığı giderek azalır. Onu terk eder.

Jeno ile tekrar kavga ederler. Bu seferki çok büyük olur. Jeno onun tek mutluluğunu kıskanıp elinden almıştır. Donghyuck yeniden karanlıkta kalmıştır. Yeniden o eski günlere döner yavaşça.

1 ay kadar çıkarlar. Jeno ona karşı samimi duygular beslerken SeoNeul'un duyguları sadece liseli kızlarda olan küçük bir hoşlantıdır.

Donghyuck'la konuşmayı bir süre keserler. SeoNeul da bu duruma üzülür. Donghyuck'u anlayamaz.

Donghyuck ise birden zorba birine dönüşür. İçine kapanmak artık ona yaramaz, hisleri artık kalbine sığmıyordur. Kabadayılık yapar ve birilerini döver. Arkadaş grubu edinir. Korkulan birine gün be gün dönüşür. Sinirini bir türlü atamadığı için şiddete başvurur. Kendisini dövemediği için başkalarını döver. Bu Donghyuck'un elinde olan bir şey değildir.

Jeno ise zafer kazanmış gibi gururla gezer.

Bir ayın ardından SeoNeul ile arkadaş kalmak süreciyle ayrılırlar. Jeno üzülse de SeoNeul'un onu sevmediğini bildiği için zorlamak istemez.

SeoNeul ile Donghyuck tekrar mesajlaşmaya başlar. Donghyuck ilk haftalar hep soğuktur, onu Jeno için ektiği için tersler. Fakat sonradan giderek normal haline dönüşür. Karanlığına ışık damlaları süzülür. Yeniden. Yada öyle sanar.

Çünkü iki ay sonra SeoNeul ona hislerini açar.

Donghyuck öfkelenir. Bu sefer karanlığının önüne demirden bir duvar örer, hiçbir ışık damlasının girmesine izin vermez. Çünkü Donghyuck onu gerçekten seviyordur ve SeoNeul'un onu sevdiğine inanmaz.

Öfkesi giderek artarken Jeno ile tekrar kavga ederler. Jeno ona tekrar katil der.

Donghyuck giderek kötü bir psikolojiye bürünür. Tekrar psikoloğa gitme kararı aldıklarında karşı çıkar çünkü onu bu hale en baştan ilaçlar dönüştürmüştür.

Fakat tekrar kendini boğmaya çalışır. Bu sefer de başaramaz. Hayattan giderek soyutlaşır. Ruhu çekilir.

Donghyuck hep çok sevdiği insanları kaybeder. Renjun'u, eski okul arkadaşlarını, hatta Jeno'yu bile. SeoNeul'u kaybetmek istemez. O yüzden onu görmezden gelir ve kötü davranır. Onu hayatından tamamen koparmaya çalışır.

Fakat SeoNeul'u da çok sevmiştir. Ve onu da kaybeder.

Ellerinin arasından kayıp düşmesine izin verir. Tıpkı diğer herkes gibi.

×××

İlk olarak o oy yıldızını Donghyuck ve ölen Renjun ile SeoNeul için parlatalım lütfen! ☆

Herkes Jeno'yu good boy sandı alın size good boy.

Evet her şey açıklığa kavuştu. Yani Donghyuck'un gerçek bir nedeni vardı. Öyle sırf ergen olduğu için değil, yok kızı seviyormuş da, Jeno ile araları kız meselesi yüzünden bozulmuş da. Öyle bir şey yok. Bunun sıradan klasik ergen kitabı olmasını istemiyorum o yüzden bu konuda düşünüp taşındım.

Ayrıca antidepresanın yan etkilerini bayağı araştırdım. Sinirlenme ve hasta olma var. Ama kişinin ruh haline göre durumlar değişebiliyor ve seviye artıp azalabiliyormuş. Donghyuck berbat bir halde olduğu için bırakınca intihar etmeye bile kalktı.

Açıkçası bu bölümle hepinizin tatmin olduğunuzu düşünüyorum çünkü yazar olarak ben tatmin oldum.

Hala aklınızda sorular varsa yorumlara yazın lütfen.

TAPESWhere stories live. Discover now