throwback : party

1.6K 255 192
                                    

Yılbaşı balosu | Okul - spor salonu
Olaydan 1 yıl önce.

Son ses çalan müzik salondaki herkesin göğsüne baskı yaparken SeoNeul eliyle üzerindeki şeftali pembesi rengindeki elbisenin eteğini düzeltti, ardından da kokteyl almak için masaya ilerledi.

O sırada da arkadaşlarını güldürmek için kravatını alnına bağlayan Donghyuck diğerlerine baktı. "Hey hey! İçecek alıp geliyorum. Bensiz başlamayın!" Diğerleri gülüp onaylarken Donghyuck da sol elini takım elbisesinin pantolonunun cebine koydu, sağ elinde de boş bardağı tutuyordu. Ceketini omzuna attığı için üzerinde beyaz gömleği vardı ve gömleğinin ilk 3 düğmesi açıktı. Koyu renk, kavrulmuş teni belli oluyordu.

İkisi de masaya yaklaştı. Birbirlerinden habersiz.

Salon karanlıktı. Mavi, kırmızı ve yeşil lazer ışıkları koca alanı renklendiriyordu. Canlı şarkıda dans edenlerin çoğu sarhoştu.

İkisi de bardaklarını doldurdular. Ve kendi arkadaşlarının yanlarına dönmek için birkaç adım attılar.

Donghyuck'un kravatı birden gözlerine düştü ve göremediği için yalpalandı. O sırada da çarprazından gelen SeoNeul'un elbisesine bardağındaki içecek döküldü.

Donghyuck duruşunu düzeltip cebindeki elini çıkararak kravatını gözünün üzerinden kaldırdı ve tek kaşını kaldırarak elbisesine içeceği dökülen kızı süzdü.

İlk düşündüğü şey güzel oluşuydu.

Kendi kendine sırıtırken SeoNeul elbisesindeki içeceği yeni yeni idrak ediyordu.

İkisi de göz göze geldi.

"Özür dilerim, şu kravat olmasa..." Donghyuck kravatı tamamen çıkarıp bileğine doladı ve masadan aldığı peçetelerle kıza yaklaştı. Yere çömelip dizinin bir karış üzerindeki eteği silmeye çalıştı.

"Sorun değil. Oldu bitti artık," dedi SeoNeul üzgün bir sesle. Elleriyle önünde çömelmiş çocuğu kaldırmak için hamle ederken yanlışlıkla ellerini tuttu.

SeoNeul'un kalbi teklerken Donghyuck tekrar sırıttı ve çömeldiği yerden kalkıp dizlerini silkeledi. Ardından omuzlarına attığı ceketini alarak kıza iyice yaklaşarak SeoNeul'un omuzlarına bıraktı. Nefesleri birbirlerine karışıyordu. Kızın yüzünü inceledi. Beyaz ten. Küçük gözler, güzel bir burun ve kalın dudaklar. Yüzünün iki yanına ayrılmış kahküller ve omuzlarının 4 parmak aşağısındaki küt saçlar.

"Patatese benziyorsun," diye dudaklarından döküldü. Neyse ki SeoNeul müzikten dolayı duyamadı.

"Ne?"

"Adın dedim?" Donghyuck sarhoşluğuna vererek güldü. "İnsanların adı olur? Bilir misin?"

"Ah," Kız hala eteğini çekiştirirken cevapladı. "Park SeoNeul."

"Güzel." Donghyuck birkaç tane daha peçete aldı. "Ben de Lee Donghyuck. Haechan da diyebilirsin tabii."

Peçeteleri kıza uzattı. SeoNeul'un kalbi küt küt atıyordu. Müziktendir diye düşündü.

"Burada yeni misin?" SeoNeul vakit kaybetmeden sordu. Yakışıklı çocuk güldü ve başını salladı.

"Parıldıyorum değil mi? Biliyordum," dedi alayla. SeoNeul'un hoşuna gitmişti. "Evet, transfer öğrenciyim. SeoNeul... Neden yürürken önüne bakmıyorsun?"

"Ne?"

Kız şaşkınlıkla ona baktı.

"Benim önüme kravat geldiği için çarpıştık ama sen... gayet sağlam duruyorsun." Donghyuck kızı şöyle bir süzdü. Bilerek böyle davranıyordu. Bu onun flörtleşme şekliydi.

SeoNeul ağzını açacağı sırada Donghyuck önce davrandı. "Cezan olarak bana numaranı vereceksin." Cebinden telefonunu çıkararak kıza uzattığında sırıtıyordu.

SeoNeul'un yanakları pembeleşirken çocuğun niyetini anladı. Gülerek uzattığı telefonu aldı ve numarasını yazdı. "Kendine has bir flörtleşme tarzın var."

"Öyle derler," dedi çocuk göz kırparak. Koyu renk tenine dökülen kahverengi ve bordo boyalı saçları geriye attı. "Seni ararım... SeoNeul?"

"Evet... Donghyuck?" Kız da oğlanı taklit etti. İkiside güldü. Ardından birbirlerine el salladılar.

Kim bilebilirdi ki, o balonun bitişin başlangıcı olacağını?

×××

evet editör benim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

evet editör benim. isteyene yapılır syglr.

TAPESWhere stories live. Discover now