ACIMASIZ [ TAMAMLANDI ]

5 - Şikayet

Oradan uzaklaştıktan sonra, hemen müdürün odasını bulup onu şikayet ettim.

Tabi ki de yapacakları yanında kalmayacaktı. Onun adını bilmiyordum ama kavga ettikleri sınıfı söylemiştim müdüre. Sonra sınıfımı öğrendikten hemen sonra müdürün odasından çıkıp sınıfımı bulmaya çalıştım.

12 - C

Sınıfın kapısına geldiğimde derin bir nefes alarak az önce gördüklerimi unutmaya çalıştım veya görmemezlikten gelmeye çalıştım diyelim.

Kapıyı iki kere tıklattıktan sonra ince bir bayan sesinin "gir," demesiyle hemen kapının kulpundan tutup aşağı indirdim.

Heyecanımı bastırdıktan sonra araladığım kapıdan içeri girdim. Öğretmen olduğunu düşündüğüm 25 yaşlara yakın bir kız hoca masanın üstünde oturmuş ders anlatıyordu. Benim sınıfa girmem ile öğretmenle birlikte bütün bakışlar üzerime çevrilmiş aralarında fısıldaşmaya başlamışlardı...

"Hocam galiba arkadaş yanlış yere gelmiş." Dedi kumral saçlı, esmer tenli bir erkek. Ardından başka bir diğeri, "burayı podyumla karıştırmış herhalde." Dedi bunu söyleyen en ön sıralarda oturan bir kızdı. Patlıcan moru saçlarını iki tarafa örgü yapmış kibirli bir şekilde söylemişti bunu.

Ah bu kızlar ve kıskanç haleri diye geçirdim içimden. Ve daha bir sürü fısıltılar.. konuşmalar..  onlara gözlerimi devirmekle yetinip  benden bir cevap beklediğini düşündüğüm öğretmene çevirdim bakışlarımı.

"Ben üzgünüm aniden dersinizi böldüğüm için, ben bu okula yeni geldim. Ve müdürün yanındaydım bundan sonra bu sınıfta okuyacağıma göre kendimi tanıtıp bir an önce yerime geçeyim değil mi? Hem dersinizi de fazla kaynatmış olmayalım." Hocadan bakışımı çevirip bana, beni yiyecekmiş gibi bakan erkekler ve tabikide beni kıskançlıkla süzüp aralarında saçma şekilde konuşan  kızlara en sevimli halimi takınıp, "merhaba arkadaşlar" dedim sevecen şekilde elimi kaldırarak. "Benim adım Hazan. Hazan Bannister Almanya'nın Berlin şehrinden farklı sebeplerden dolayı buraya geldim ve artık bu sınıfta okuyacağım umarım hep birlikte güzel vakit geçiririz." Dememle bir ıslık sesi duydum. Islık çalanın kim olduğuna bakmak için başımı öğrencilere doğru çevirdiğimde ıslık çalanın bir erkek olduğunu görmem bende gülme isteğini uyandırmıştı. Çünkü çocuğun yanındaki kızda onun koluna vurup bana bakmaması için elleriyle gözlerini kapatıyordu. Tabikide çocuk da onun elini zorlada olsa çekmiş ve bana beğeni dolu gözlerle bakıyordu.

"Helal olsun ben hayatım boyunca böyle güzel bir tanıtma görmedim ve evet ben Yiğit hoş geldin umarım dediğin gibi eğlenceli vakitler geçiririz. " buda başka bir erkekti. Siyah saçına tezat beyaz teni onu oldukça hoş tutuyordu.

İstemeden gülümsedim.

Bayan hoca, ayağa kalkıp kollarını göğsünde birleştirdikten sonra, otoriter bir sesle "evet Hazancığım hoş geldin, şimdilik boş bir yere geç teneffüste arkadaşlarınla tanışma faslını halledersiniz."

Hocaya en sevimli gülümsemelerimden birini yollayıp sınıfa göz gezdirdim. Bazı erkekler yanlarını boşaltmak için ya yanındakileri itip bana yer açmaya çalışıyorlardı ya da kendileri kalkıp yerine oturmamı istiyorlardı. Bu tatlı hallerine gülüp en arka sıranın hemen önündeki sırayı boş görünce direk seri adımlarla oraya doğru gidip çantamı pencere tarafına koyup kendim de hemen oturup derin bir nefes aldım.

Saçlarımı sağ omuzumun üstünde topladım ve derse adapte olmak için çantamdan bir defter çıkaracağım sırada, arkadan biri tarafından dürtüklenip direk omuzumun üstünden arkama baktım.

Beni dürten çocuğa bakmam ile gözlerim fal taşı gibi açılmıştı, donup kalmıştım adeta. Bu ikisi o gün mezarlıkta karanlık çocuğun yanındaki kişilerdi. Gördüğüm kişilerin gerçekliğiyle gözlerimi kapatıp tekrardan açtım.