9 - Merak

72K 2.4K 262
                                    


Medya: Selena Gomez- good for you

Medya: Defne

Sabah güne güneşin yüzüme vuran ışıntılarıyla uyandım.
Yataktan çıkmak istemiyordum, okula gitmek istemiyordum şirkete hiç gitmek istemiyordum. Ateş'i görmek yerine ölmeyi tercih ederdim. Yaşadığıma dair yeryüzünde tek bir iz bile kalmasını istemiyordum olan bunca şeyden sonra bide bu serseri çocuk çıkmıştı. Rotasız bir gemi nasılsa şimdi bende o durumdaydım. Rotasız bir gemi haritası ve yönü olmayan. Okyanusun azgın ve yüksek acımasız dalgalarına çarpa çarpa ilerleyen bir gemi. Ulaşmak istediğiniz yere bir türlü ulaşamıyorsunuz çünkü dalgaların şiddeti ve haritanın belirsizliği buna engel oluyor. Kulağıma çarpan martıların o can yakan iniltili seslerini işitiyorum, bana yardım çığlığı gönderiyorlar onlara ulaşamıyorum. Geminin güvertesine çıkıp ileriyi görmek istediğimde, yüzümü yalayan dev dalgaların kurbanı oluyorum.
Sonra ne mi oluyor ?

Okyanusun dibine süzülüyorum, sanki oraya aitmişim gibi, sanki her yer, her şey zifiri bir karanlığa bürünmüş ve tek bir ışık bile yoktu tutunabileceğim....

Bilmediğim yabancısı olduğum bir şehirde gittikçe daha da batıyordum.
Ben alışmaya çalıştıkça daha da okyanusun dibine sürükleniyordum. Her şey bu kadar kötü olmak zorunda mıydı? Azıcık da olsa nefes alabileceğim bir yer yok muydu?.

Düşüncelerimden sıyrılıp hazırlanıp okula geldim. Arabamı park etikten sonra sınıfa doğru yol aldım. Omuzuma atılan bir elin varlığını hissederek korkuyla irkildim.

"N'aber bebeğim?" Diyen sıcak sesi duymam ile rahatlamam bir oldu. Ona döndüm gelen Didem'di.

"İyidir canım senden naber?"

"Ne olsun öyle sürünüp gidiyoruz." sevecen bir sesle konuştu. Ama sesinde az da olsa sitemi yakalamıştım. O da okulu sevmeyen tayfaya gidiyordu.

Birlikte kol kola girip sınıfa gittik ilk ders matematikti ondan sonra İngilizce işledikten sonra öğlen arasına kantine indik. Yalnız bugün Ateş okula gelmemişti ve neden gelmediğini merak etmiyor değildim aslında gelmemesi benim için çok iyiydi en azından kafam rahattı ama bir yandan da keşke okula gelseydi diyorum işte bende böyle bir dengesizdim.

Didem kendine 3'ü bir arada nescaffe alırken ben meyveli buz gibi bir soda aldım ve bahçeye çıktık.

Bahçede Didem ile sohbet ederken Didem'in telefonu çalınca benden müsaade isteyip oturduğumuz banktan kalkıp telefonla görüşmek için sesiz bir yere gitmeyi tercih etti.

Didem'in gidişini izlerken arada bir sodamdan da küçük yudumlar alıyordum. Etrafı gözlerimle kısaca tararken, Arkadan bir ses duymam ile irkildim

"Ooo okulumuzun yeni bebesi de buradaymış bütün okulun ilgisini üzerine çekmeyi nasıl başarıyorsun ? Kendini onlara satarak mı" bu iğrenç espiri karşısında yüzümü ekşitim espiriyi yapan kişiye bakmak için Arkamı döndüm adını yeni öğrendiğim Defne'ydi Yüzünü buruşturmuş karşımda bekçi gibi dikilmişti. Hani dün önümü kesip bana ahkam kesen sarı yeloz var ya işte o. bana okulun sürtüğü benim diyen kız. Tamam belki sürtüğüm dememişti ama sonuçta o anlama getirmişti. Benim borum öter demek bu okulun sürtüğü benim demeye getirmişti. Zaten mesleğini elinden almaya hiç niyetim yoktu.
Ve yanında da iki sürtük arkadaşı vardı . Sürtük diyorum çünkü giydikleri okul etekleri götlerini zar zor kapatıyordu.

Buz gibi sodamdan bir yudum daha alarak Defne'ye döndüm.

"Kendimi değil ama senin gibilerini satmayı isterim. Zaten satılmaya dünden hazırmış gibi duruyorsunuz da." Deyip göz kırptım, bizim banka yakın bankta oturanlar ve daha bize yakın bir sürü kişi duymuş olacaklar ki kahkaha attılar. Defne ise sinirden kudurmuş köpeğe dönmüştü.

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin