58 - Kelebek

31.3K 1K 344
                                    

"Hiç yakışmıyorsunuz," diyen Doğuş'a baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Hiç yakışmıyorsunuz," diyen Doğuş'a baktım.

Ne demek istediğini anlamamıştım ve bunu hemen dile getirdim "anlamadım."

"Ateşle hiç yakışmıyorsunuz. Yani yakışmaktan ziyade o seni hakketmiyor," diye açıklamada bulundu. Sesinde az da olsa hüznü yakalayabilmiştim.

Bunu bana diyen Doğuş tek değildi yani bu şeyi söyleyen çok kişi olmuştu ama bence yanılıyorlardı Ateş dünyanın en güzel herşeyini hakkediyordu. Dün kabus gibi geçen tam tamıma bir günden sonra Ateşle birlikte okula gelmiştik. Dünden beri bana cik ilgiyle bakıyor ve sanki dün olanları hafızamdan silmek için elinden geleni yapıyordu. Ne yalan söyleyeyim açıkçası çok iyi başarıyordu.

Şimdi ise kasım soğuğuna inat bahçeye çıkmıştım ve yaklaşık yarım saatir Doğuş ile sohbet ediyorduk.

"Tabi bana da hayırlı olmak düşer," diyen Doğuş zoraki bir tebessümle bana baktı.

"Ah, evet teşekkür ederim," dedim tatlı bir sevimlilikle. Nedense Ateş'in adının geçtiği her an yanaklarım kızarıyordu. Bu da onun üzerime bıraktığı etkiden başka birşey değildi.

"Bebeğim?" Arkamdan sahiplenici kollar tarafından sarmalandım. Ateş'in sesi kulaklarımda eşsiz bir melodi hissini bırakırken belime dolamış kollarının üstüne elimi koydum. "Her yerden seni arıyordum," diye fısıldadı. Ardından devam etti "küçük yaramaz kızım da buradaymış" derken sesinin voltesi biraz yükselmişti ve özellikle kızım kısmına vurgu yapmıştı. Tabikide bunu Doğuş' a nispet olsun diye yaptığını anlamamak için salak olmak gerekirdi. Neyse en azından şiddete başvurmamıştı.

Ben mahçup gözlerle Doğuş'a bakarken Doğuş'un yumruklarını sıktığını ve kendini zor tuttuğunu gördüm. "Neyse ben gitsem iyi olacak," sesi üzgünden çok kırılgan bir tını da çıkmıştı.

"Fazla bile durdun sarı çocuk" Ateş'in ukala tavrı karşısında Doğuş'un iyice gerilmesiyle hemen bir şeyler yapmam gerektiğini anladım. Aksi taktirde en ufak bir kıvılcım bile bunların arasına inanılmaz bir bomba atabilir ve onları ayırmak imkansız hale gelebilirdi.

Ateş'in koluna tutunup hemen onu çekiştirip oradan uzaklaştırmaya çalıştım.

Ateş'i biraz olsun ondan uzaklaştırdıktan sonra derin bir nefes bağışladım ciğerlerime ve açık saçlarımı arkaya attım.

"Çok gıcıksın" diye homurdandım. Güldü. Gülüşü keyiften çok uzaktı alay dolu bir gülüştü bu.

"Nedenmiş o?" diye sordu hiç bir şey olmamış gibi davranarak.

"Doğuş'u bilerek kışkırtıyorsun."

"Haklısın sevgilimle konuştu diye onu öldürmem gerekiyordu," diye savunmaya geçti hemen.

"Kavga etmeye yer arıyorsun zaten," diye homurdandım ağzımın içinden.

"Kavga etmeye yer arasaydım bahane uydurmaz direk ağız burun dalardım Hazan." Tehtidi tüylerimi diken diken ederken söyledinlerinden az birşey doğruluk payı aradım.

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin