62 - Terkediş

25.6K 959 581
                                    

Başlama saatinizi bırakın anı olarak kalsın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başlama saatinizi bırakın anı olarak kalsın. ❤

Ruhum iki büklüm olurken bedenim gücünü belli edercesine bel kemiğimden enseme kadar görünmez acılar çizdi.

Acı, kırıklarını kaburgalarıma bastırdı. Neler oluyordu? Ve ben neden nefesimin acizleştiğini hissediyordum. Ben daha olayın şokunu atlatmadan Ateş arabadan inmiş ve beni arabada bırakmıştı. Yağmur sağanak şeklinde yağmayı kesmiş şimdi sadece çiseliyordu.

Arabada durup Ateş'in gelmesini beklemektense çiseleyen yağmura aldırmadan arabadan indim. Arabadan çıkar çıkmaz beni soğuk bir havanın aksine gayet nemli ve sıcak bir hava karşıladı.

Montumun fermuarını boğazıma kadar çektikten sonra kollarımı göğsümde kavuşturup nefesimi tuta tuta Ateş'in yanına ilerlemeye başladım. Kalp atışlarım hızlanmaya başladı, ne zaman kötü bir şeyler olacağını hissetsem hep böyle deli gibi atardı.

"Ateş," dedim korku dolu bir ses tonuyla. Yutkunamıyordum "neler oluyor?" Kirpiklerinin ucunda acı vardı neler oluyordu? Ve ben neden nefesimin acizleştigini hissediyordum.

"Bir şey olduğu yok" sesinin sıcaklığı alnıma çarparken iliklerime kadar titrediğimi hissettim. Titrek bir kaç adım daha atarak ona daha da yaklaştım ve her bir adımda dizlerim titriyordu.

"Bir şey olduğu yok öyle mi?" Diye sordum alayla. Nasıl bu kadar umursamaz ve soğuk kanlı olabiliyordu anlamıyorum. Az önce kaza geçirebilirdik ve bu olay onu zerre umrunda değildi. Ateş'in önünde durduğumda şuan gözlerimizin arasında bir kaç santim vardı. "Farkında mısın bilmiyorum ama az kalsın ölüyorduk" gözlerimi gözlerinden çektim ve dudaklarına oyaladı bakışlarım dudaklarını tek bir çizgi halinde düzleştirdi, saçlarını karıştırdı hafifçe gözlerini yumdu.

"Ama ölmedik Hazan. Ölmedik." Düzgün karamel saçları alnına dağılmış, uzun kirpikleri ay ışığı altında dans ediyordu.

Zor bir nefesi bahşettim ciğerlerime, bıraktığım nefesler ise ciğerlerimde katlediyordu ve aldığım nefes bana yetmiyordu.

"Ateş ne oldu böyle sana. Lütfen söyle eminim ki biz bunun üstesinden de geliriz."

"Biz.."diye tekrar etti Ateş. Sonra alayla güldü "biz ha," derken hala deli gibi gülüyordu. Onun bu haline anlam veremesem de başımı aşağı yukarı doğru salladım "evet biz" diye konuştum. Karşımda usta bir yaratıcının elinden çıkan en nadide tablo duruyordu. Kumral adam.

"Biz diye bir şey yok Hazan." Ciğerlerime bir ok saplandı, göğüs kafesimden kalbimi söktüler sanki. Neden biz diye birşey yok demişti? Tenim titredi, acıdan boğazım yandı. Kalbime dinmez bir acı girdi. Nefes alamadım. Yutkunmalarım boşunaydı, canım acıyordu.

"Ne... ne demek biz diye birşey yok?" Boğuk bir nefesle dışarı döküldü cümleler dudaklarımdan. Çenesini sıktı, elmacık kemikleri usta bir ressamın elinden çıkmış gibi çarptı gözlerime. Aniden bir derin nefes daha çektim içime acıyla, soğuk hava ciğerimi yalarken kalbime bir sancı girdi.

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin