Bölüm 35

20.2K 874 50
                                    

-Arkadaşlar söylemek istediğim bir şey var.
Normalde haftada iki bölüm atıyordum ancak bu bir süredir, özellikle hafta içi yayımladığım bölüm, beni zorlamaya başladı. Bu yüzden haftada bir bölüm yazıp, onu daha uzun yazmaya karar verdim. Umarım beni anlarsınız.
Bölüm şarkısı Birdy People Help the People.
İyi okumalar.
-------------

God knows what is hiding, in this world of little consequence.

Behind this tears, inside the lies, a thousand slowly dying sunsets...

God knows what is hiding in those weak and drunken hearts

I guess the loneliness came knocking, noone needs to be alone, oh save me....

(Bu küçük sonuçları dünyasında neler saklandığını yalnızca tanrı bilir.

Gözyaşlarının ardında, yalanların içinde yavaşça ölen gün batımlarının binlercesi...

Bu zayıf be sarhoş kalplerin içinde ne yaşandığını yalnıca tanrı bilir.

Sanırım yalnızlık kapımı çalıyor, kimse yalnız olmamalı, bana yardım et...)

-Mısra, güzelim bak sakin ol. Titriyorsun.

Titriyorum... Belki sinirden, belki korkumdan... Aylardır kapılar arkasında saklanan bilinmezlik çat diye çıkmış, karşımda duruyordu işte. Kimdi? Neden yaptı? Safa'nın eşyalarına nasıl ulaştı? Neredeydi? Nasıl hesap soracağım?

Bilinmezlerin ardında saklanan onlarca soru başını uzatmıştı.

-Vural, kimmiş?

diye sordum titreyen sesimle. Yanımdan kalkarak önümde dizlerinin üstüne çöktü ve ellerimizi dizlerimim üstünde birleştirdi.

-Bilmek istediğinden emin misin? Güzelim bak iyi görünmüyorsun?

Ellerini sıktım ve başımla onayladım.

"Adı Elijah Bianchi. 33 yaşında. Doğduğundan beri İsviçre'de yaşıyor ancak kurduğu ve yöneticisi olduğu şirketin dünya üzerinde yüzlerce şirketle bağlantısı var. Babasını yakın zamanda kaybetmiş, annesi hala hayatta. Bir de 25 yaşında bir kızkardeşi var. Ama sanırım sen bunları zaten biliyorsun..."

Duyduklarımla tüm vücudum buz tuttu. Hayır, bana bunları yaşatan Elijah olamazdı. Safa'nın en yakın ardakaşı, Safa yokken beni koruyan kollayan, koşulsuz şartsız güvendiğim, abi yerine koyduğum Elijah bana bunları yaşatmış olamazdı...
Gözyaşlarım benden habersiz akmaya başladı.
"Vural..."

"Güzelim, ağlama bak. Öğreneceğiz her şeyi."

"Vural... Ben ona abi derdim... Ona ne yapmış olabilirim ki bana bunları yaşatıyor?"

"Bilmiyorum güzelim, ama söz veriyorum öğreneceğiz. Gerekirse İsviçre'ye gidip hesap soracağız. Sakin ol lütfen güzelim..."

Ellerim titriyordu ve amansızca ağlıyordum.
"Yalvarırım, topla kendini. Bak lütfen, ağlamayı bırak."
Omuzlarım sarsıla sarsıla ağlıyordum. Aldığım nefesler ciğerimi yakıp geçiyordu. Ayağa kalkmaya çalıştım ancak onu geçip ilerlemeye çalışırken dizlerim titredi ve bacaklarımın üstüne düştüm. Ellerimi de yere koyup başımı önüme eğdiğimde çaresizliği kabullenmiştim. Vural'ın ellerini sırtımda hissettiğim anda nefesim kesildi ve bilincim, öğrendiklerini kaldıramamış olacak ki, beni terk etti.

BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin