Bölüm 56

18.8K 760 42
                                    

Saat 02.34 ve ben bölümü an itibariyle bitirdim. Üstünde beklediğimden daha fazla uğraştım bu bölümün. 

Benimle birlikte onca bölümün arasında minicik bir kısmı aramak için seferber olan Beria ve Çikiletama çok teşekkür ederim. Söyleyeyim, 41. bölümmüş :D

Bu sefer uzatmadan size bırakıyorum bölümü, çünkü söyleyeceğim ne varsa unuttum :D 

Efendim iyi sabahlar, iyi okumalar.

-----------------------

Aşk dağıtır gibisin ya hani bana.

Gel bu gece sakın kalmasın yarına. 

Sar beni sarmala verme başkasına. 

Kördüğüm ol benimle sakın açma.

--------------------------

"Ben.... Ben bunu bilmiyordum. Gerçi Vural'ın da bildiğini zannetmiyorum."

Başını iki yana salladı.

"Ben de bu sabah öğrendim."

"Peki... Şey, ben ne yapabilirim bu konuda? Yani Vural'dan önce bana söylediğinize göre aklınızda bir şey var?"

Başını yine iki yana salladı.

"Hiçbir fikrim yok. Seni bu yüzden çağırdım. Vural'ın nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyorum."

Derin bir nefes aldım ve terleyen avuç içlerimi elbiseme bastırdım.

"Doğrusunu söylemek gerekirse Vural'la annesi hakkında yalnızca bir kez konuştuk ve üstünden de neredeyse bir yıl geçti. Yanlış hatırlamıyorsam 17 yaşına kadar annesinden, babasını öldürdüğü için nefret ettiğini söylemişti. Babasıyla ilgili olanları duyduğundaysa annesine gitmeye yüzünün olmadığını söylemişti. Yani, eğer doğru bir yol izlersek... Bence olumlu bir dönüt alabiliriz."

Havva teyze olağanca dikkatiyle beni dinledikten sonra ağır ağır başını salladı.

"Önümüzdeki hafta, sizin nişanınızdan iki gün sonra çıkacakmış. Bizimle Trabzon'a dönmek istediğini söyledi. Ayrıca buradan ayrılmadan önce Vural'la görüşmek için her şeyini verebileceğini..."

Garsonun getirdiği yemekleri bırakmasını beklerken ikimiz de sessizdik.

"Eğer bana birkaç gün verirseniz, ben konuyu Vural'a açarım. Vereceği tepkiye göre yeniden konuşuruz, olmaz mı?"

Havva teyze güldü.

"Olur güzel kızım olur da, iyice yabancı belledun bizi, diysun baa, siz. Nedu bu, de baa teyze da."

Güzelim Türkçeyle başladığı cümlesine ağır şiveyle devam ettiğinde güldüm.

"Olur, bundan sonra teyze derim."

"Seni bugün buraya çağırmamın asıl sebebi Hande'ydi ama Vural sıpasından yana bir derdin varsa söyle bana de, kırayım boynunu."

Güldük ikimiz de.

"Yok yok, hallettik bir her şeyi. Şimdi sadece düğün için heyecanlanıyoruz. Her şey yolunda."

"Mutlu olun kızım. Senin de geçmişinde büyük yaralar var biliyorum. Vural zaten malum. İkiniz de mutluluğu hak ediyorsunuz artık."

"Beni iyi etmek için kendinden bile vazgeçti. O benden daha çok hak ediyor."

Şefkatle gülümsedi Havva teyze.

BUZ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now