Bölüm 49

21.1K 804 72
                                    

Heyoo, orada hala birileri var mı?

Hepinizin sınavlar hakkındaki iyi dilekleri için teşekkür ederim, 5 günde 15 sınavı atlatarak gazilik unvanını almaya hak kazandığımı düşünüyorum.

Yazar ablanız, bugün ilk kez oy kullandı, bölümün bu akşam oranla biraz daha geç gelmiş olmasının sebebi de seçim programlarına takılıp kalmış olmamdı. O yüzden afedersiniz, yoksa normalde 12 gibi yayımlıyorum bölümü.

Ya benim aslında kafamda bir sürü şey vardı size söyleyecek ama toparlayamadım şuan bir türlü kldllfkssfl

Şimdi şöyle. Bu yılı bitirdim ama önümde daha zor bir maraton beni bekliyor. Bir yıl gecikmeli olarak bu yıl üniversite sınavına hazırlanacağım. Bu yüzden okullar kapanır kapanmaz bir haftalık dolu dolu bir kampa kalacağım okulda. O hafta bölüm paylaşacağım ama olur da teknik bir arıza çıkarsa diye bunu buraya bırakıyorum, meraklanmayın.

Bir de, multimedyadaki şarkı eurovision 2015 favorimdi, nasıl 17. oldu hala şaşıyorum.

Sanırım bu kısım fazla uzadı, o yüzden bitiriyorum.

Sabrınız ve desteğiniz için teşekkür ederim.

-İyi okumalar.

-------------------

I know you'll come with the speed of light.

You're my everything, all that I need.

You shut down my dreams, but I'm not gonna cry.

You live within me, that's why I'm alive.

I'm alive, cuz you're my life,

You're my sun,

I'm alive cuz you're my life.

(Işığın hızıyla geleceğini biliyorum.

Sen her şeyimsin, ihtiyacım olan her şey sensin.

Hayallerimi yakıp kül ettin ama ağlamayacağım.

Sen benimle yaşıyorsun, yaşıyor oluşumun sebebi bu.

Yaşıyorum çünkü sen benim hayatımsın.

Sen benim güneşimsin.

Yaşıyorum, çünkü sen benim hayatımsın.)

----------

Giydiğim atletin bile yanan bedenimi yeterince soğutamayacağını düşünüyordum. Vural gelirken yanımıza aldığımız iki küçük bavulu gerisin geri toplarken, yatakta oturmuş, biraz önce bana anlattıklarını düşünüyordum. Gözümden damla damla düşen yaşlar elime düşüyordu ama alışık olduğum haykırarak ağlama moduma geçmemiştim henüz. 28 yıl, babamdan uzak kalmıştım ve bunu hiç dert etmemiştim ama sanırım artık bu sorun edeceğim bir süreydi. 28 yıl, babamdan hiç pamuk şeker isteyememiş, annem bana kızdığında hiç kucağına sığınamamış, en büyük acımda bana destek olmasını bekleyememiştim. 'Baba' kelimesinin gerçek anlamını asla öğrenememiştim. Çünkü babam benim daha dünyayı yeni yeni anlamlandırmaya başladığım dönemlerde beni terk edip gitmişti. Onu merak ettiğim zamanlarda ona ne yaptığımı, beni neden terk edip gittiğini sorgulamıştım durmadan. Öyle ya, bir bebeği terk edip gitmek için iyi bir sebebe ihtiyaç vardı. Yıllarca suçlunun ben olduğunu düşünüp, her seferinde ağlamamak için kendimi onu hiç sevmediğime inandırmıştım. Ortada iki sorun vardı. Birincisi o benim babamdı ve ne olursa olsun onu seven bir parça taşıyordum, ondan kurtulamazdım. İkincisi, suçlu olan ben değildim. Oydu.

BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin