Bölüm 46

15.6K 840 31
                                    

Mayıs'ın 7'sini benim için unutulmaz kılan can arkadaşlarıma teşekkürler. Sizler, iyi ki varsınız.

-------------

Bugün günlerden hiç. Benim adım yok.

Kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek, savruluyor rüzgarda yaprak gibi.

Kalbim uzaklarda bir yerlerde.

Kalbim kayıp.

-------------

-Talha'nın Bakış Açısı

"Vural o iyi görünmüyor. Dizlerini kendine çekmiş, karşıya bakıp sallanıyor. Onun için endişeleniyorum. Bu sefer atlatamayacak gibi duruyor."

"Peki. Yarım saate orada olurum."

Telefonu kapattıktan sonra aralık kapıdan yine Mısra'yı kontrol ettim. Hiçbir değişiklik yoktu.

Aradan geçen bir haftaya rağmen henüz hiçbir toparlama göstermemişti. Yalnızca polise ifade vermeye gitmiş, Elijah'tan şikayetçi olmadığını söylemiş ardından da tek kelime etmemişti. Elijah'ı en kısa zamanda hayatından uzaklaştırmak için şikayetçi olmadığının farkındaydık. Ama her ihtimale karşı polis onu bıraktıktan sonra misafirimiz olarak gemilerimden birinde tutmaya başlamıştık. Mısra kendine geldikten sonra gerekli tüm detayları öğrenecektik.

Mısra iyi değildi.

Vural'a ben de sinirlenmiştim hatta ağzını yüzünü bir de ben kırmıştım yaptıklarını öğrendiğimde ama Mısra'yı bu hale getiren de onu bu durumdan kurtaracak olan da Vural'dı. Bunun farkındaydım.

Mısra iyi değildi.

Kaçırılmış, aç bırakılmış, babasının bir kadın tüccarı olduğunu, Safa'nın onu aldattığını, Vural'ın ona ihanet ettiğini öğrenmişti.

Onu tanırdım. Dövselerdi, öldürselerdi, gözlerini çekip çıkarsalardı yine atlatırdı da, Safa'nın ve Vural'ın yaptıklarını atlatmak... Öncekinden daha okkalı bir tokat atmıştı ona kader.

-Sevil'in Bakış Açısı

Elimdeki tepsiyle Mısra'nın odasından çıktım. Yine dokunmamış, tepsiyi geri yollamıştı. Karnımın yavaş yavaş büyümesine, fazlaca yorulmama rağmen hiç bıkmadan Mısra'ya her öğün yemek götürüyordum ama o neredeyse üç günde bir yemek yiyordu. Tek kelime söylemiyor, hareket etmiyor, yatağında oturuyor ve boş boş duvara bakıyordu.

Onun için endişeleniyordum.

Tepsiyi mutfağa bırakıp salona Talha'nın ve diğer çocukların yanına gittim. Herkes onun için endişeleniyordu. Vural perişan olmuştu. Yaptıklarından haberim vardı ama ne olursa olsun Mısra'ya bakarken parlayan gözlerini görmüştüm. Ona inanmamak aptallık olurdu, Mısra'yı seviyordu. Ama Mısra'nın yaşadıkları yenilir yutulur cinsten değildi. Onun yerinde olduğumu hayal etmek bile güçtü. Hayatının en zor zamanlarını yaşıyordu.

Talha'nın yanına gidip kolunun altına girdim. Vural ruhsuz bir sesle bana doğru konuştu.

"Yedi mi?"

Başımı iki yana salladım.

"Geri yolladı."

Oturduğu koltuğu alevler sarmış da sanki yanıyormuş gibi ayağa kalktı. Salondaki kapıdan bahçeye çıktı ve arkasından kapıyı kapattı.

BUZ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now