Bölüm 58

16.7K 689 48
                                    

Öncelikle iyi geceler herkese. Bu iki günlük gecikme için üzgün olduğumu tekrar belirteyim ama teknik imkansızlıklar olduğu için fazla bir şey de söyleyemeyeceğim. Bilgisayarımı tamirden yeni aldım, tatil için Bursa'ya geldim, altı aylık bir yeğenim var, onunla ilgileniyorum, aileme dair güzel gelişmeler var onlar zaman alıyor, e tatildeyim biraz eğleneyim, e ders çalışayım derken son bir yılımın standart hastalığı zamansızlık beni mahvetti. Bu bölümün oranla daha kısa oluşunun sebebi de aynı şeyler. Ekim'den bu yana tüm hafta sonlarımı bu işle kilitlemiş durumdayım zaten ama bir yerde makine duruyor. Anlayışınıza sığınıyorum.

Son olarak, doğum gününü unuttuğum için çikiletamdan özür diliyorum. Umarım tüm yılın musmutlu geçer. Nice güzel senelere güzelim.

İyi okumalar.

---------------------------------------------

Birden gecem tutarsa

Güneşi çevir bana

Sevgilim bağışla

Biraz zor olsa da

-----------------------

"Mısra!"

Dehşete düşmüş halini sesinden anlamak mümkündü. Öksürdüğümü görür görmez elindeki gitarı fırlatıp önüme konmuştu ama çare yoktu.

Umutsuz öksürüğümün sonu nihayet geldiğinde Nisan elime bir bardak su tutuşturdu. Bir iki yudum aldıktan sonra masaya geri bıraktım bardağı. Gözlerim dikkatle bana bakan kalabalığın içinde siyah bir karaltı aradı  ve çok sürmeden aradığını buldu. Öfkeli gözlerle yüzüme bakan Elif, sinirlerimin tepeme çıkmasına sebep oldu.

"Güzelim iyi misin neyin var?"

Önümde endişeyle bekleyen Vural'ı görünce biraz daha sinirlendiğimi hissettim. Yine benden bir şeyleri saklamıştı.

"O herkese öyle soğuktur."

Gözlerimin içine bakarken sakladığı şeyi öğrendiğimi biliyordu. Anlamıştı. Sinirime hakim olmam gerekiyordu. Bunca insanın içinde tatsızlık çıkaracak biri değildim. Bu düğün sahiplerine haksızlık olurdu. Vural'ın kulağına eğildim.

"Sakın. Peşimden. Gelme."

Üç kelimelik dev cümlemin ardından kalktım ve evin yolunu tuttum. Gözlerim yaşlanmış, görüşüm bulanıklaşmıştı. Zaten uzun olmayan mesafeyi kısa sürede eritip eve girdim. Ortalıkta kimse görünmüyordu.

Ayakkabılarımı çıkarıp odama gittim. Üstümdeki tulumu yırtarcasına çıkarıp iç çamaşırlarımla kalınca yatağa girdim ve gözlerimi kapattım.

Peşimden gelmemişti.

Suçlu olduğunu biliyordu.

Ona neden kızdığımı biliyordu.

İşin kötüsü beni asıl rahatsız edenin Elif olmadığını biliyordu.

Bunu benden neden gizlemişti? Bunun beni ne kadar yaralayacağını bilmiyor muydu? Ne düşünmüştü ki? Takıntılı bir platoniği dert edip üzüleceğimi mi? Beni hiç mi tanımamıştı? Ben böyle şeylere meydan verir miydim? Kaldı ki, gerekirse onun için savaşmaz mıydım sanıyordu? Bu kadar basit miydi benim sevgim onun için?

Tırnaklarımı kemirmek bir çözüm değildi ama onunla yüzleşmek şuan yapabilecek güçte olmadığım bir şeydi.

Zaten peşimden de gelm...

BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin