Bölüm 12

20K 1.1K 5
                                    

Otobanın kenarında başım göğsünde, saçlarımı okşuyordu. Sakin olmamı, her şeyin geçtiğini, bana bir şey yapamayacaklarını söylüyordu tekrar ve tekrar. Bense onun saçımın köklerinden başlayarak boynuma doğru inen eline odaklanmış, gözlerimi kapatmış, olan şeyi sindirmeye çalışıyordum. Birileri beni takip ediyordu. Bunu defalarca duymuş ama ancak şimdi kavramıştım. Bu çok garipti. Birileri neden beni takip etsindi ki? Ayrıca kime ne yapmıştım da beni bir orospu yerine koymuştu? İsviçre'den biri olduğunu biliyorduk ancak sorun şuydu ki İsviçre'de Safa'dan başka kimseyle muhattap olmazdım. Bir iki arkadaşım vardı ama onlara da kötü bir şey yapmamıştım hatırladığım kadarıyla. Kim bana yıllar süren bir nefret tutabilirdi ki içinde? Tamam mükemmel değildim ama en az 10 yıl süren muazzam bir nefreti hak ettiğimi de düşünmüyordum. Vural beni düşüncelerimin içinden çekip çıkararak bir elini dizlerimin altından diğer elini de boynumun altından geçirerek beni kucağına aldı ve arabasına doğru ilerledi. Beni arka koltuğa yatırdı, ayakkabılarımı çıkardı. Kapıyı açık bırakıp uzaklaştı ama çok geçmeden bagajdan aldığı deri bir ceketle tekrar yanıma geldi, ceketi üstüme örttü. "Biraz uyu. Ben polisleri arayıp olayı bildireceğim. İfadece vermen gerekecek, o zaman uyandırırım seni." Son bir kez saçımı okşadı ve kapıyı kapattı. Çok uzun boylu biri değildim ama yine de ayaklarımı kırmak zorunda kalmıştım. Yapacak bir şey olmadığı için bana söylediğini yaparak uyumaya çalıştım çünkü hiç halim yoktu. Tüm enerjim arabamın kırılan camları gibi tuzla buz olmuştu. Saçlarımı okşayan bir elin varlığını hissetmemle uyandım. Araladığım gözlerle Vural'ı ve arkasında duran polis memurunu seçebilmiştim. Ellerim gayri ihtiyari elbisemin eteğine gitti ama ceket oraya inmişti zaten. Doğrulup ayağıma ayakkabılarımı geçirme zahmetine girmeden kapıyı açtım. Memur bir kaç soru sormak istediğini söyledi. Sorduğu soruların olayın anlatını ve şikayetçi olup olmadığımı kapsaması garibime gitmişti. Öldürülebilirdim ama onlar olayın nasıl olduğunu soruyordu. Gerçekten garipti yahu.
Vakit sabaha yaklaşırken Vural'ın arabasından aşağı indim çıplak ayaklarımla. Elimde ayakkabılarım ve çantamla onun arabadan inmesini, arabayı kilitlemesini ve bana ulaşmasını bekledim. Birlikte kapıma kadar yürüdük, kapımın önünde benden çantamı aldı. İçine açıp aldığı anahtarla kapıyı altı ve içeri geçmeme yardım etti. Çok yorgun hissediyor oluşum ona ses çıkarmamı engelliyordu. Merdivenlerin başında tırabzanlara tutundum. Merdiven birden gözümde büyümüştü. İçten bir of çekip beni tekrar kucağına aldı. Odama girerken ikimizde sakindik. Beni yatağıma yatırıp üstümü örttü. Gözlerim kapandı kapanacaktı ama belli belirsiz başımın üstünü öptüğünü hissettim. Rahat bir şekilde yatağıma yayıldım ve gözlerimi kapadım. Gözlerim kapanmadan önce gördüğüm tek şey yere oturmuş, elimi ellerinin arasına almış oluşuydu. "Uyu melek yüzlü uyu. Sabah olduğunda mutlu olmayacağız ama yine de uyu. Başına gelecek olanları taşıyabilmek için uykuya dinlenmiş olmaya ihtiyacın olacak. "

BUZ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now