1.Bölüm | V

5.2K 297 467
                                    

Alicia Keys - Naya Rivera (Glee Cover)

Girl On Fire

*

"Neden aynı kompartımanda olamadığımızı asla anlamıyorum. Ne yapmam gerektiğini, neden burada olduğumu, beni neden Beauxbatons'tan aldığını bilmiyorum. Bana hiçbir şeyi açıklamadın ve şimdi de yalnız mı bırakıyorsun? En azından açıklasaydın, Aylak. Birbirimize her şeyi söylediğimizi, bir şey saklamadığımızı sanıyordum."

Violet, tren garının önünde eşyalarını iterken son birkaç gündür yaptığı gibi söylenmeyi ihmal etmedi. "Bunları şimdi açıklayamam Violet. Zamanı gelince kendin öğrenmelisin, öğreneceksin. Bir süre ayrı kalmalıyız. Önceden tanıştığımızı kimse bilmemeli. Anlaştık değil mi?" dedi Remus. İkisi arasında birkaç gündür olan tek diyalog buydu. Oysaki normal zamanlarda çok konuşurlardı.

Violet ofladığı zaman içten içe üzülmeden edemiyordu. Yaklaşık beş senedir (Remus, Violet'i Fransa'daki bir yetimhaneden aldığı zamandan beri) beraberlerdi. Birbirlerinden asla bir şey saklamaz, bir sorun olduğunda derhal birbirlerine anlatırlardı. Violet, Remus'un gerçek babası olmadığını ama babasının eskiden yakın bir arkadaşı olduğunu biliyordu. Yine de çevresinden edindiği tecrübelere bağlı olarak söyleyecek olursa kesinlikle çok iyi bir babaydı Remus. Violet, o kendisine böyle davrandıkça hem üzülüyor hem de bir bilinmezliğin içine düşüyordu.

"Kurtboğan iksirlerini çantana hazırlayıp koydum. Dolunaylarda yanına gelebilir miyim peki?"

Remus iksir yapma da ne kadar kötü olursa olsun Violet'in doğuştan gelme bir yeteneği vardı. İksir yaparken çok titiz çalışır, mükemmel sonucu almak için çok çabalardı. Remus için bu yararlı bir durum oluyordu çünkü her ay Kurtboğan iksiri içmesi gerekiyordu. Violet yapabildiği için de güvenmek istemediği kişilere gereksiz yere güvenmesine gerek kalmıyordu.

"Hayır, gelmeni istemiyorum. En başından beri bu durumdan hoşlanmadığımı biliyorsun. Bu durum Hogwarts'ta daha zor olur. Daha tehlikeli."

"Bu yüzden animagus oldum zaten? Sana yardım etmek istiyorum Aylak. En azından bunu elimden alma. Lütfen..."

Remus hayır dese bile Violet'in onun peşini bırakmayacağını biliyordu. Dudağını sarkıtıp şirin bakışlar atmaya başladığında Remus çoktan çözündüğünü biliyordu. "Tamam. Duruma göre bakarız. Fakat kesinlik vermiyorum Violet."

Violet ona hızla sarıldığı zaman kısa bir karşılık verip ayrıldı. Tanıyabilecek birileri görmemeliydi. "Şimdi trene küçük hanım."

"Peki ya babam yüzünden dışlanırsam ne yapacağım? Beauxbatons'ta bile neler ile uğraştığımı biliyorsun. Burada neler olacak kim bilir..."

"Açıkçası yalan söylemek istemiyorum, bilmiyorum. Yine de aşamayacağın bir şey olmadığına eminim. Unutma, bir gün hepsi tersine dönecek ve o gün çok yakın tamam mı? Asla vazgeçmeyi düşünmeni istemiyorum." Violet yavaş yavaş başını salladı. Zor olacağını o da biliyordu ama umut her zaman en yakın arkadaşlarından birisi olmuştur kendisinin.

"Tamamdır. Treni kaçırmayalım. Bina seremonisinden sonra seni görebilecek miyim?"

"Söz veremem sana bir patronus ile mesaj iletebilirim. Bir gözümün her daim üzerinde olduğunu da unutma."

"İstesen bile sert davranamıyorsun, Aylak. Bunu bir anlayamadın."

Violet içinden pek gelmese de Remus'a çaktırmamak için gülmeye çalıştı. Son kez sarıldıkları zaman ise ikisi de bir daha ne zaman bu kadar rahat yalnız kalabileceklerini düşünmüştü.

Violet BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin