23.Bölüm | VI

1.2K 108 142
                                    

Ruelle

Game Of Survival

*

Draco Malfoy'un bir gelinciğe dönüştürülmesinin üstünden iki gün geçmişti. Görev günü gelip çatmıştı. Bu iki gününü ateşten korunabileceği büyüleri Cedric'le geçen Violet her zamanki telaşlı hali yerine sakindi. Daha çok sakin olmaya kendini zorluyordu. Ne Cedric'i ne de Harry'i zaten olduklarından daha da stresli bir moda sokmak istemiyordu.

İkizler de onun modunu yükseltmenin bir yolunu bulmuşlardı; insanlara bahis yaptırmak. Aslında bakıldığında bu daha çok onları mutlu ediyordu ama Violet onlara bazen sırıtsa bile onlara yetiyordu.

"Dray! Neden bu kadar hazırlanıyorsun anlamıyorum. Potty'i izlemeye gideceğiz alt tarafı." Pansy Parkinson, Slytherin yatakhanesinde kapıya yaslanmış arkadaşının hazırlanmasını bekliyordu. "Önlerde bir yere oturmak-"

"Pans, sus. Hazırım. Sabahtan beri susmadın." Draco son kez ortak salondaki aynada kendini kontrol ettikten sonra beraber çıktılar. Neden bu kadar hazırlandığını o da bilmiyordu. Sadece içinden gelmişti.

"Potty'nin çuvallamasını önlerden izlemek istediğim için beni suçlayamazsın." Draco içinden gözlerini devirdi. Harry'e sözleri için içinden sinirli olsa bile onun kaybetmeyeceğini biliyordu. Çocuk istese bile ölemiyordu, bunda mı çuvallayacaktı?

Herkes gibi okuldan çıkıp turnuvanın olacağı yere geldikleri zaman etrafına baktı. Gözleri Potter'ı aramıştı aslında, şans dilemek istemişti ama büyük ihtimalle diğer şampiyonlar gibi özel bir çadırdaydı.

İçinden o çadıra gitmek geliyordu ama bu tehlikeli olurdu. Anlaşılmamak için kalabalık önünde kavga ediyorlarken çok daha kalabalık bir yerde beraber görülmeleri saçma olurdu. Olsun, yine de gidip görebilirsin. Alt tarafı şans dileyeceksin. Ne kadar sürer ki?

İçindeki onu görme hissine küfretti. Bu nereden çıkıyordu şimdi? Pansy'e döndü. "Hemen geliyorum."

"Draco! Nereye?" Pansy'e cevap vermedi. Şampiyonların olduğu çadırları aramaya koyuldu. Bir çadıra girecekken Potter'ın kendisini yakaladığı zaman seslendi. "Potter!"

Harry ona döndüğünde kaşlarını kaldırdı. Etrafa baktı ama kimseyi göremedi. "Gerçekten şimdi dalga geçmeye mi geldin Malfoy? Burada kimse yok bile."

"Şans dilemeye geldim sadece. Bolca ihtiyacın olacak." Harry daha da şaşırmıştı. Draco'nun yüzünün önünde elini şıklattığında Draco eline vurdu. "Ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Gerçek misin diye baktım. Şaşkınlıkla gerçek olmanı izliyorum şimdi de." Gözlerini devirdi. "Bu arada kusura bakma, geçen gün ağır konuştum." diye devam etti Harry. "Sana değil öncesinde Ron'a sinirlenmiştim."

"Önemi yok. Weasel'a da sinirlenme. Birkaç güne barışırsınız."

"Öncelikle Weasel ne? Bunu da Blaise mi buldu?" Draco gülüp kafasını salladı. "İkinci olarak o yanaşmıyor, ben yanaşmıyorum. Kaldık böyle."

"Ben barışırsınız dedim, bak gör." Sessiz kaldılar. "Ee, şans öpücüğü mü vereceksin? Gitsene diledin şansını?" Draco sırıttı. "Beni bu kadar çok öpmek istediğini bilmiyordum Pottycik."

Harry ofladı. "Cıvıdın iyice. Hadi Blaise'in buldupu takma isimlerini al ve git. Bir gören olacak." Draco geri geri yürümeye başlarken göz kırptı. "Paramı sana yatıracağım Potter, kazansan iyi edersin."

Draco tribünlere geri döndü. Harry de şampiyonların çadırına girdi. Onun dışındaki diğer üç şampiyonda içerideydi. Fleur bir tabure de her zamankinin aksine suspus oturmuş bekliyordu. Krum her zamankinden de somurtkandı. Kafasını yere eğmiş bir köşe de duruyordu. Cedric ise çadırın içinde volta atıp duruyordu. Harry çadıra girince ona gülümsedi. Harry de ona gülümsedi ama bunu yaparken çok zorlanmıştı, yüzündeki kaslar ağrıyordu.

Violet BlackWhere stories live. Discover now