71.Bölüm*

310 34 96
                                    

Lana Del Rey

Young and Beautiful

*

Kurtulduklarına inandıkları o saniyeler kısa sürmüş, sonrası bir kabus gibi tekrar başlamıştı. Onları kurtarmak için gelen ev cini Dobby ölmüştü. Bellatrix'in gümüş bıçağı onu tam göğsünden vurmuş, küçük masum bir canı almıştı. Harry, sevdiği kişiye kavuşmasının mutluluğunu yaşayamadan sihirsiz, kendi elleri ve bir kürekle mezar kazmış. Dobby'i uğurlamışlardı.

Hermione'nin yaraları az da olsa iyileşmiş, rengi yerine gelmişti. Hala biraz sarsılmış gözüküyordu ama toparlayacaktı. Bill ve Fleur, onlara güzel ev sahipliği yapıyorlardı.

"Her şey güzel olacak iken birden bozulmasına asla anlam veremiyorum." dedi Violet, Draco'ya bir sabah kahvaltısında. "Oradan kurtulduk, sen buradasın ama bilmiyorum. Bir sorun var sanki." Salondaki herkese baktı. "Pardon gerçekten ama her şey boka mı bağlanacak?"

Ron, malikaneden çaldığı Pettigrew'ın asasını kaldırdı. "Tekrar söyler misin? Sesini kaydetmem gerek, ikizler 'bok' dediğine başka türlü inanmayacak." Violet gözlerini kısarak kendisine bakınca Ron irkilip asayı indirdi. Kahvaltıya devam ettiler.

Denizkabuğu Kulübesi'ne geldiklerinden suspus olan Harry konuştu. "Griphook ve Ollivander ile konuşmalıyız." dedi. Bill şaşkınlıkla ona baktı. "Biraz toparlanmaları-" Harry onu böldü ve tekrarladı. "Onlarla konuşmak zorundayım."

"Pekala, kahvaltıdan sonra."

Kahvaltıdan sonra Harry aceleyle kalktı. Ron ve Hermione'yi kendi yanına Griphook ile konuşmak için çağırmıştı. Sonra Violet ve Draco'ya dönmüştü, daha doğrusu sadece Draco'ya. "Ollivander ile de konuşmak istiyorum ama onu yormak istemem." Cebindeki tüm asaları ve boynunda asılı olan çantadaki kırık asayı çıkardı, Ron'un da asasını aldı ve onlara uzattı. "Bunları kullanıp kullanamayacağımızı sorun. Zaman kazanalım."

Fleur'un gösterdikleri odalara girdiler. Draco ve Violet, Bay Ollivander'a gülümsediler. "Bay Ollivander, sizi rahatsız ettiğimiz için özür dileriz. Birkaç sorumuz olacaktı, iyi hissediyorsanız eğer." dedi Violet. Ollivander onlara geri gülümseyip bir sorun olmayacağını söyledi. "Siz benim hayatımı kurtardınız, sizr asla teşekkür edemem. Birkaç sorunun zararı olmayacaktır." Draco'ya temkinle yaklaşıyordu ama çok fazla değildi. Büyük ihtimalle sadece onu görmenin hatırlattıkları yaşlı adamı rahatsız etmişti.

Draco ellerindeki asalardan önce ikiye ayrılmış, ince bir iplik tarafından tutulan kırık asayı gösterdi. "Bunu tamir edebilir misiniz? Mümkün mü?" diye sordu. Ollivander asayı eline aldı, yokladı. "Dikenli defne ve anka teleği. Yirmi sekiz santim, güzel ve kullanışlı." Asayı üzüntüyle geri uzattı. "Ama üzgünüm, bu kadar hasar görmüş bir asayı benim bildiğim hiçbir yöntem tamir edemez."

Harry bunu duyduğuna çok üzülecekti çünkü tek umudu kendi asasını tekrar kullanabilecek olmasıydı. Violet kendi asasını uzattı. "Harry'nin kullanması için en rahat asayı arıyoruz da, efendim. Acaba benimkine bakabilir misiniz?"

"Benim yaptığım bir asaya benzemiyor." dedi Ollivander asayı eline alırken. "Kızılcık ağacı benim kullandığım bir tür değildir. Yine bir anka teleği ve otuz dört buçuk santim. Korkarım ki asanız size fazla bağlı, Bayan Black. Bay Potter için en uygun asa olmayacaktır." Violet ofladı. Bellatrix'in ve Peter'ın asalarını da soruştururken Harry, Hermione ve Ron onlara katılmıştı.

"Merhaba, Bay Ollivander."

"Merhaba, sevgili oğlum." Harry, hemen Ollivander'a en yakın yere gidip oturdu. "Asaları incelediğiniz için teşekkür ederim. Benim size başka sorularım da olacaktı."

Violet BlackWhere stories live. Discover now