42.Bölüm | VII

686 68 67
                                    

Harry Styles

Falling

*

"Bunların hepsi benim suçum, sizin takımlardan çıkarılmanız. Ona hiçbir şey yapmadılar. Sadece yazı yazdı. Montague sabah gülerek onu tebrik etti." dedi Ron. Hep beraber avlu da oturuyorlardı. Toplanma sebepleri D.O. buluşmaları için insanları farkedilmeden çağırma yolları bulmaktı ama konu yine quidditche gelmişti. "Siz ikiniz, kimseye vurmamışsınız bile niye yasaklandınız."

"Öncelikle kimseyi dövmediysem benim kabahatim değil." Angelinaları işaret etti. "Bu üçü beni tuttu. Yoksa ben onun pestilini çıkarırdım." dedi Fred.

"Tehlike arz ettiğimiz için bizi takımdan çıkarttı." diye de açıkladı Harry. "Harika gerçekten."

"Tehlikeli Potty." Herkes Blaise'e güldü. Bu halde bile az da olsa neşelenmelerini sağlayabilmişti. "Noel tatilinden sonra geri gelmeyelim, Potty bizi avlar."

"Bugünkü derste eşim sen olacaksın, Zabini." dedi Harry keyifle. "Sersemletme büyüsünü göstereceğiz." Konuyu Violet belirlediği için yumruklarını tokuşturdular. Blaise onlara bakıp "Hainler." dedi ve gitti. Diğer Slytherinler de onun peşinden gittiler. Draco hariç. "Noel'den önceki son ders. Dönünce neler öğreteceksiniz?"

"Patronus." dediler Harry ve Violet aynı anda. "Gerçi... Yapabilir miyim, bilmiyorum." diye tamamladı Violet.

"Yapma ama Vi," Fred ona omuzlarından tutarak sarıldı. "Sen yaparsın."

"İlk yapabildiğinde ne düşünüyordun?" Harry sordu ciddiyetle. "Babamı. Her yaptığımda onu düşünüyordum." Yine de iç çekti. Öyle bir büyüyü yapabilecek kapasitedeki mutlulukta olmadığından emindi. Kimi düşünerek yapması bir şey değiştirmeyecekti, bundan emindi. "O zaman yapabilirsin, ben sana inanıyorum."

"Aynen." dedi konuyu kapamak için.

Öte yandan herkesin önünde Patronus Büyüsü'nü yapacak olmak Draco'yu germişti. Harry ile tek başına iken kötü şeyler düşünüyor yapamıyordu, daha fazla vakit geçiriyorlardı. Fakat o kadar insanın önünde? Salazar'dan kendisini almasından başka bir şey istemeyecek gibiydi. "Ben gidiyorum. Akşam görüşürüz."

Onun gitmesini izlerlerken Ron ıslık çaldı. "Bu çocukta bir değişti, bir şeyler oldu. Bir yaz bizimle kalması yeterliyse bunu önceden teklif ederdim."

"Kabalık etme, Ronald. O çabalıyor." dedi Hermione. "Neden olduğunu anlamamamız bunu değiştirmez. Belki de babası gibi olmaktan korkuyordur? Bu sorunun cevabını bilemeyiz."

"Bunun seni delirtmesi lazımdı!"

Akşam yemeğinden sonra herkes yavaş yavaş İhtiyaç Odası'na geldi. Noel'in yaklaşmasına, tatil olacak olmasına herkes seviniyordu ama bu süreçte derslerin olmayacak olması da onları üzüyordu. Bu derslere alışmışlar ve belli bir gelişim göstermişlerdi, bazıları bu gelişimi kaybetmekten korkuyordu: Neville gibi.

"Sersemletme, büyük ihtimalle kullanacağınız en faydalı büyülerden." Violet öğrencilerin arasından yürürken herkesin surat ifadesine bakıyordu. Aralarında ilk defa saldırı amaçlı bir büyü öğrenecek olanlar vardı, tepkilerini merak ediyordu. "Bir büyücünün her şeyi denebilir sanırım."

"Sonuçlarını da çok iyi biliyorsundur, Black. Spinnet zamanında sana göstermişti." dedi Zacharias Smith gülerek. Onun bu dediğine birkaç kişi daha güldü, kalanlar sessizdi. Bu gülenlerden biri ise Alicia Spinnet'ın kendisiydi.

"Şamata yapmana ihtiyacımız yok, Smith." Lafı Harry devraldı. Herkesin düello yapması için ayarladıkları platformun üstüne çıktı. "Madem Spinnet bu büyüde çok iyi, benimle buraya çıkmaktan çekinmiyordur. Değil mi Alicia?" Harry kaşlarını kaldırarak son sınıf Gryffindor'a baktı. Kendisiyle bir sorunu yoktu, aksine quidditchten dolayı iyi anlaşırlardı. Fakat gereksiz yere fazla sinirlenmişti ve onun zamanında yaptığı haksız davranışın bedelini ödemesini istiyordu.

Violet BlackWhere stories live. Discover now