67.Bölüm*

282 35 41
                                    

Taylor Swift

Afterglow

*

"Bu kitap bir işe yaramaz! Ölüm Yiyenler gibi bir tarikat yapmayacaksam cidden yararsız." Violet önündeki Karanlık Rünler kitabını sertçe kapattı. "Bir ay oldu. On sekiz yaşımı bu kitabı okumakla harcıyorum."

"Ne yapacaktın? Dışarısı kaos kaynıyorken gezmek miydi planın?" dedi Fred alayla. Violet gözlerini kısarak ona baktı. Fred'in haklı olduğunu kabullenmek istemiyordu tabii ama durum buydu. Eylül ayı geldiğinden, Hogwarts tekrar açıldığından beri kayıplar ve ölümlerin sayısı daha da artmıştı. İnsanlar korkudan kaçıyor, uzaklaşıyordu geriye kalanlar ise evlerinden çıkmıyorlardı. "Hazır öğrenmişken sana da bir grup yapalım. Ölüm Yiyenlerle kapıştırırız."

George'un dediğiyle hepsi kahkaha attı. "Seni sağ kolum yaparım canım, yeni kanlar bulmak senin görevin."

"Ben daha iyi bir sağ kol olurum." dedi Fred, kaşlarını çatarak. "Hope kandırır George'u ben kanmam." Violet düşünüyormuş gibi yaptı. Film kasetleri ile doldurdukları kutuya bakmak için kalktı, kutuyu karıştırırken "Bakarız, Weasley." dedi sadece. "Seni mülakata almak gerek. Bu kadar fazla kara büyü seni aşar."

"Asıl George'u aşar, minnoş adam baksana." Fred yakınarak Hope'un kucağına başını koymuş hülyalı hülyalı kız arkadaşına saçını oynatırken onu izleyen George'u gösterdi. "Ben çok karanlığımdır." Violet dayanamayıp güldü. "Karanlıkçık olabilirsin, evet."

Violet bir kaseti alıp küçük televizyona yerleştirdikten sonra Fred'in yanındaki yerine geri oturdu. "Boşverelim bunları, anlaşılan asla bu işaretten kurtulamayacağım. Yaşamasını öğreniriz biz de."

"Pes mi edeceksin yani?" Film açılırken kaşlarını çattı. "Bu kadar mıydı?" Violet kafasını salladı. "Evet, beni aşıyor. Karanlık büyülerde iyi olmadığımı biliyorsun, yeni yeni yapabilmeye başladım ama bu beni aşıyor. Vazgeçmem gereken şeyi bile anlamadım, aslında bir şey anladığım söylenemez."

"Sana işareti yaparken mırıldandığı bir büyü var mıydı? Herhangi bir ince detay hatırlıyor musun? Yardım olacak bir şeyler?" Violet bu sefer kafasını iki yana salladı. "Hayır, tek hissettiğim yanmaydı. Çok güçlü bir acı. Bir şey duymadım. Buradan ilerleyemeyiz."

Film bitene kadar salondaki dört kişiden başka ses çıkmadı. George'un filmin sonunda başrolün ölmesine ağlaması dışında... "Baya baya öldü kız ya."

Hope, George'un yanaklarını sevdi. "Aşkım film o. Ölmedi gerçekten." George kendisine verilen fazladan ilgiyle iyice mayışırken kısa sürede beraber uykuya dalmışlardı. Violet üzerlerine bir battaniye örterken mutfağa gitti. Salona açılan küçük pencereden Fred'e bakarak "Kahve ister misin? Kendime yapacağım." dedi.

"Olur ama katran karası olmasın." dedi Fred de mutfağa girerken. "Süt diye bir şey var, içine koymanı öneririm." Violet kendini beğenmiş bir hava takındı. "Sen kahve değil süt içiyorsun zaten, bence senin de uykun gelmiş Freddie. Çocuklar uyumadan önce süt içer değil mi?"

"Sen çok olmaya başladın ama." Fred asasıyla musluğu açtı sonrasında da bütün suyun Violet'in üstüne gelmesi için efsunladı. Violet, sırılsıklam kalırken ateş saçan gözlerle Fred'e döndü. "Kırmızı görmüş boğa gibisin." Violet gülümsedi. "En sevdiğim insana sarılmak istedim aniden."

"Hayır- HAYIR!" Violet kendisini itmesine izin vermeden Fred'e sarılarak onu da ıslatırken güldü. "Ödeştik canım. Şimdi bırak beni sütünü hazırlayayım sana." Fred daha sıkı sarılıp genç kızı havaya kaldırıp döndürürken "Hiç sanmıyorum." dedi. Violet minik bir çığlık atıp daha sıkı sarıldı. Fred Weasley her zamanki gibi Violet Black'i güldürmeyi başarmıştı. Bu karanlık günlerde bile bunu başarabilecek tek kişi de her zaman o olmuştu zaten...

Violet BlackWhere stories live. Discover now