63.Bölüm*

324 34 92
                                    

Florence + The Machine

Dog Days Are Over

*

"Yaxley ve Snape, az daha geç kalıyordunuz." dedi tiz, berrak bir ses, masa başından. Konuşan kişi şöminenin tam önüne oturmuştu, bu yüzden içeri yeni giren kişilerin ilk bakışta silüetinden fazlasını seçmeleri zordu. Ancak yaklaştıklarında tüysüz, yılanımsı yüzü loş ışıkta parladı. Kırmızı gözleri parıldıyordu. Teni öylesine açık bir griydi ki inci gibi ışıltılar yayıyordu.

"Severus, sen buraya otur." dedi Voldemort. "Yaxley, sen Dolohov'un yanına." İki adam kendilerine söylenen yerlere oturdular. Masadakiler her zamanki gibi Snape'i izliyordu, Voldemort da önce onunla konuştu. "Evet?"

"Lordum, Zümrüdüanka Yoldaşlığı Harry Potter'ı şu anda bulunduğu güvenli yerden önümüzdeki cumartesi gece yarısı çıkartmaya niyetliler."

"Cumartesi... Gece yarısı..." diye tekrarladı Voldemort. Kırmızı gözleri yoğunlukla Snape'in kara gözlerine odaklandığı bütün bir masa onları izliyordu. "İyi, çok iyi. Ve bu bilgi..."

"Hakkında konuştuğumuz kaynaktan." diye doğruladı Snape.

"Ben farklı şeyler duydum, Lordum." diye atıldı Yaxley. "Seherbaz Dawlish, ayın otuzuna yani oğlanın son kez on yedi yaşında olacağı geceye kadar Potter'ın yerinden oynatılmayacağını ağzından kaçırdı." Yaxley bu bilgiden sonra kendinden fazlasıyla emin gözüküyordu. Fakat Snape'in konuşmasıyla bu kısa sürdü. "Kaynağım bana sahte bir iz bırakma yolunda planlar olduğunu söyledi; bu, o olmalı. Hiç şüphe yok ki Dawlish'e Şaşırtma Büyüsü yapılmış."

"Sizi temin ederim, Lordum. Dawlish oldukça emin gibiydi-"

"Eğer Şaşırtılmış ise emin olması doğal." dedi Snape. "Asıl ben seni temin ederim Yaxley, artık Seherbaz Bürosu Harry Potter'ın korunmasında rol oynamayacak. Yoldaşlık, bizim Bakanlık'a sızdığımıza inanıyor."

Yaxley, Snape'i takmadan duyduklarına anlatmaya devam etse de konuşması bittiğinde Voldemort, Snape'e sordu. "Sonra oğlanı nereye saklayacaklar?"

"Yoldaşlık'tan birinin evine."

"Bakanlık'ın kontrol edebileceği ulaşım yöntemlerini kullanmayacaklardır..." Voldemort tıslayarak konuştuğunda masadaki çoğu kişi onun kendisiyle konuştuğunu anlamıştı. "Biliyorsunuz ki, son zamanlarda birkaç adam kaybettik. Amacım elbette eksiklikleri kat ve kat kapatmak biliyorsunuz." Draco Malfoy'un yanındaki boş iki sandalyeyi gösterdi. "Bu işle ilgilenmek-"

"Ben yaparım, Lordum." dedi Bellatrix, ayağa kalkmıştı ve hayranlıkla Voldemort'u süzüyordu. "O kirli kızın elimizden kaçması yüzünden kendimi suçlu hissediyorum. Hatamı telafi etmek isterim."

"İşte burada görmek istediğim ruh, bu." Voldemort tahta benzer sandalyesinden ağır ağır kalktı. "İki yeğenin içinde bu azimde olup kanını temizlemek için çabalarını takdir ediyorum gerçekten. Üstelik birisine kol kanat gerdik, kendisi kaçtı." Narcissa yutkundu. Konu Violet'e geldiğinde tedirgin oluyordu. Birilerinin ona yardım ettiğini söylemesinden korkuyor, göz temasından bile kaçınıyordu.

"Hepinizin Bellatrix gibi belli hedeflere ihtiyacınız yok. Bilmeniz ve asla unutmamanız tek gereken oğlanla şahsen ben ilgileneceğim. Harry Potter konusunda pek çok hata yapıldı. Bir kısmı benim hatamdı. Potter'ın hayatta olması onun zaferlerinden çok benim yanlışlarımın sonucu. Dikkatsiz davrandım, o yüzden de en iyileri dışındaki bütün planları bozan şans ile tesadüf beni engelledi. Fakat artık biliyorum. Daha önce anlamadığım her şeyi anlıyorum. Onu, Harry Potter'ı öldüren kişi ben olmalıyım. Olacağım da."

Violet BlackNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ