66.Bölüm*

274 35 40
                                    

Panic! At The Disco

House of Memories

*

Sabahın ilk ışıklarını uzun zamandır kendisi odasında görmeyen kalkan Violet olması gerekenden de enerjik hissediyordu. Aynı zamanda da huzurluydu. (Bunu Fred'in bir yan odasında olmasına rağmen onu rahatsız etmeden geçip aşağı indiğinde anladı.) Düğünde yaşanan faciaya rağmen bu kadar iyi hissetmek suçlu hissetmesini sağlayabilirdi tabii birilerine bir hasar gelseydi. Fakat bildiği kadarıyla böyle bir şey yoktu, neyse ki.

Kendisine güzel bir kahve demlemek için malzemeleri şarkılar mırıldanarak çıkarttı, ıslıklar çaldı. Evde olmasına rağmen hala Kreacher'ı çağırmamıştı ve bir süre daha böyle süreceğini umuyordu. O, ev ciniyle yalnız başına iki ay geçirdikten sonra şu an pek de haşır neşir olmak istemiyordu.

Kendisine kadar bir kahvaltı hazırlaması bir saat sürdü. Bu sürede hala kimse uyanmamıştı hatta dikkat kesilerek tilki kulaklarıyla dinlediğinde Ron'un horultusunu duyabiliyordu. Beklemeden yemeğini yedi ve burada Fred ile geçireceği kısa vakti geçirirken okumak için bir kitap seçmeye karar verdi.

Black Malikanesi'nin ikinci katında bulunan kütüphane odası elbette Hogwarts ve Beauxbatons kütüphanelerinden küçüktü ama odada o kadar fazla kitap vardı ki... Bazen Violet sadece burada kaybolmak istiyordu. Dedesinin zamanında toplamak için uğraştığı kitaplar onun bu evde sevdiği tek şeyi oluşturuyordu artık.

Violet kendisini kitapların dünyasına kaptırırken Harry de uyanmıştı. En son dün akşam banyoda sefil halde acı içinde ağlaması bittiğinde hiçbir şey olmamış gibi kalkmış ve gidip uyumuştu. Violet ve Hermione'den okkalı bir lanet yemekten de son anda kurtulmuştu.

Harry üst katta eskiden Sirius'un olduğunu bildiği odada gezinirken, ilgisini çeken şeyleri alırken ev halkı tamamen uyanmıştı. Ron ve Hermione her yerde Harry'i ararken Fred direkt arkadaşının olabileceği iki odaya baktı. Mutfak ve okuma odası. Aç olduğu için ilk mutfağa gitmesine rağmen orada değil de düşündüğü gibi ikinci seçenekte olduğunu görünce Fred güldü. "Aslında gizli ineksin değil mi? Bizden gizli gizli Hermione gibi ders kitapları okuyorsun?"

Violet ellerini suçlu gibi kaldırdı. "Yakalandım mı?" Fred elleriyle bir silah yapıp onu vururmuş gibi yaptığında önce mermi isabet etmişçesine canlandırdı, sonra kendini hiç yere atmadan sadece kafasını eğip dilini dışarı çıkarttı. "Böyle mi ölünür yani? Bize izlettiğin onca milime yazık!"

"Film olmasın onlar?" Violet güldü ve az önce incelediği kitabı tekrar eline aldı. Okuduğu sayfayı Fred'e çevirdi. "Bak, yanlışlıkla bir şeyler buldum sanırım." Parmağıyla belirli bir yeri okuması için işaret etti.

'Karanlık işaretler, çeşit çeşittir. Pek çok insanın bildiği Adı Anılmaması Gereken'in yanı sıra başka bir sürü işaret vardır ve yenilerini yaratması bu alana yeteneği olan insanlar için zor değildir. 

Havaya bir büyü ile çizilebileceği gibi canlı veya cansız bir yere de kazınabilir, işaretlenebilir. Havaya yapılanlar bir süre sonra ortadan kaybolurken diğerlerinin etkisi sürekli devam etmektedir. Kurtulmanın tek yolu da vazgeçişdir. Kurtulmanın uğruna kaybedeceği şeylerden vazgeçiş, bir bedel.'

"Ne demek bu?" Fred, işaret parmağıyla kafasını kaşıdı. "Neyden vazgeçmen gerekiyor yani?"

"Anlasam sana göstermeme gerek kalmadan kurtulmuş olurdum değil mi, Freddie?" Kitabı kapattı ama raftaki yerine geri koymadı. Yanına alacak ve bütün kitabı baştan sona okuyacaktı.

Violet BlackWhere stories live. Discover now