2.Bölüm | V

3.2K 260 261
                                    

Shawn Mendes

Bad Reputation

*

Kendi binasının masası dahil olmak üzere herkesin konuşmalarını duyabiliyordu Violet. Animagusunun tilki olmasını verdiği avantajın kötülüğünü çok iyi anlamıştı böylece.

"Gerçekten de Kim Olduğunu Bilirsin Sen'in sağ kolunun kızı mı? Üstelik babası gibi Gryffindor'da da değil. Ondan daha beter olmalı."

Remus, ona her zaman Voldemort'un adını söylemekten çekinmemesi gerektiğini söylemişti, öğretmişti. Bu insanların ona Kim Olduğunu Bilirsin Sen demesi komiğine gitmişti.

"Ruh emiciler onun yüzünden trene girdi. Kanını hissetmiş olmalı. Sayesinde Harry ölebilirdi."

"Belki de bir Ölüm Yiyendir?" Duydukları kanını donduracak cinstendi. Beauxbatons'tan bin kat daha beterdi. Yemeğine odaklanmaya çalışsa da bu hiçte kolay değildi. Slytherin masası diğerlerine göre garip bir şekilde daha sessiz olabilirdi ama bu da kolay olmayan diğer başka bir şeydi.

Violet gerçekten ruh emiciler benim yüzümden mi trene girdi, farkında bile değildim uyuyordum diye düşünüyordu. Kendisini yapmadığı şeyler için suçlu hissediyordu.

İki sağ çapraz karşısında oturan platin sarısı saçlara sahip çocuğun arkadaşları ile aralarında konuşmalarını duyuyordu. Violet'i sorun etmek yerine Harry Potter ile konuşmak için bahane arıyor olduğunu fark etti platin saçlının. "Potter, Potter. Bayıldığın doğru mu?"

Platin saçlı çocuğun arkasında oturan gözlüklü çocuk onlara bakınca onun Harry Potter olduğunu anlamıştı Violet. Gelen suçluluk hissine odaklanmak yerine iki çocuğun arasındaki bakışmaları izledi. Harry sırası değil dermiş gibi bakıyordu ama platin saçlı çocuk endişeli bir ses tonu ile sormuştu. Bunu fark ettiği zaman duruşunu dikleştirdi ve yüzüne kendini beğenmiş bir gülümseme kondurdu. "Yani cidden bayıldın mı?"

Harry'nin yanında oturan tıpkı Fred ve George gibi turuncu saçlara sahip çocuk Harry'i önüne döndürdü ve karşısındaki çocuğa kaşlarını çatarak, "Kapa çeneni, Malfoy." dedi.

Violet yemeğini yerken etrafı incelemeye başladı. Beauxbatons ile karşılaştırmadan edemedi. (Orada masalar binalara göre ayrılmıyordu.) Yalnız oturmayı özlemişti fakat ona çok fazla yakın oturan da yoktu zaten.

Fred ve George'a baktı. Yemeklerini yerken birkaç kişi ile konuştuklarını gördü. Onlarla büyük ihtimalle bir daha konuşamayacağı aklına geldiği zaman olmayan morali daha da çok düşmüştü. En başta onu rahatsız etmiş olabilirlerdi ama komik çocuklardı.

Yemeğini bitirdiği zaman fısıltılara daha fazla dayanamayacağına karar verip kalktı. Odasına gitmek, hepsinden uzaklaşmak istiyordu ama Slytherin yatakhanesinin nerede olduğunu bilmiyordu. Birisine sorup öğrenmek en büyük kabusu gibiydi.

Kalktığında artan bakışlara aldırmadan Büyük Salon'dan çıktı. Birkaç koridor gezdi. Yolu bulabileceği bir işareti. Bulamayacağını anladığı zaman yakınındaki kapıdan dışarı çıktı.

Avluda gezinip kendisine oturabileceği bir yer bulduğu zaman düşünmeye başladı. Yatakhaneye gidebilmesi için birilerine sorması gerekiyordu. Bunu yapmadan önce Slytherin cüppesine sahip birilerini görmeyi bekledi.

Sonunda sarı saçlı bir kız ve kumral bir çocuk gördüğü zaman kendisine doğru yakınlaşmalarını bekledi. Öyle birden gitmenin garip olacağını düşündü.

Violet BlackWhere stories live. Discover now