64.Bölüm*

283 33 68
                                    

Selena Gomez

Ring

*

"Harry?"

Gözlerini açtığında daha önce hiç görmediği bir odada yattığını gördü. Bütün eklemleri ağrıyordu. Yavaşça doğrulup odayı incelemeye devam etti. Duvarda bir sürü poster asılıydı. Acayip Kızkardeşler grubunun posterleri ağırlıktaydı. Mobilyalar çoğunlukla siyahtı ve hepsinin üzerine bir şeyler yapıştırılmıştı.

Komodinin üzerindeki bir bardak suyu fark ettiğinde uzanıp aldı. O sırada kapı açıldı ve içeri bir kadın girdi. Fazlasıyla Bellatrix Lestrange'e benziyordu ama saçları daha açık ve yumuşak bir kahveydi, gözleri daha büyüktü. Deli gibi bakmıyordu. "Uyandın mı canım? İyi oldu, anahtarın saati gelmek üzereydi. Kaşın ve kolun kanıyordu, onları iyileştirdim. Kıyafetinde yırtıklar oluşmuştu onları da düzelttim."

"Harry nasıl?" Violet, karşısında akrabasının olduğunu biliyordu. Yine de gerilmeden edemedi. "O da iyi, birazdan uyanır. Ted onunla ilgileniyor."

"Tamamdır, teşekkürler." Gözlerini odada gezdirmeye devam etti. Andromeda onun karşısına oturdu. "Motorda bir sorun mu çıktı? Neden çakıldınız?" diye sordu. "Voldemort biliyordu, Ölüm Yiyenler ile beraber geldi." diye anlatmaya başladı Violet. Anlatmaya devam ettikçe gereksiz yere kasılmayı bırakmıştı.

"Dorayı gördünüz mü hiç?" diye sordu kadın hayretle. Violet kafasını olumsuz anlamda salladığında dehşete düşmüştü. "Birazdan Kovuk'a gittiğimizde eğer oradaysa size bir patronus gönderebilirim?" diye önerdi. "Müteşekkir olurum." Violet gülümsedi.

Yataktan kalkmaya çalışırken sendeleyince Andromeda onu tuttu. "Ben sana yardım ederim, başının dönmesi birazdan geçer. Suyun içine bunun için iksir karıştırmıştım."

İçeri gittiklerinde Harry'i uyanmış halde görünce rahatlamıştı. Andromeda'dan ayrılıp kardeşine sarıldığında ise ağlayası gelmişti. "Merlin'e şükürler olsun, iyisin." Harry de onun sarılmasına karşılık verdi.

Ayrıldıklarında Ted Tonks ile tokalaşıp anahtarın yerini öğrendi. "Üç dakikası var. İkinizin de iyi olması mucize. Eşyalarını unutma evlat." Harry valizi ve sırt çantasını alırken Violet, Tonks ailesine döndü. "Bizimle ilgilendiğiniz için teşekkür ederiz. Sizinle tanışmak güzeldi."

"Senin de." Andromeda kızın saçlarını sevdi. "Aynı Sirius, o aptal motoru yalnızca siz kullanmayı kabul ederdiniz zaten." Üçü güldüler. "Eh, artık motor yok değil mi?" Bu konuda içi burulmuştu. Babasından kalan önemli bir nesneyi kaybetmişti. Ted onun omzunu sıvazladı. "Sağlam parçaları Arthur'a gönderirim, o bir şeyler yapacaktır. Sıkma canını."

Violet gülümsedi. Anahtar olarak gösterdikleri mavi işlemeli beyaz bir tarağı eline aldı. "Tekrardan her şey için teşekkürler. Hadi, Harry." Harry elinde eşyalarıyla geldi ve tek eliyle tarağı tuttu. Saniyeler içinde topaç gibi döne döne havada savruldular ve tekrar sert bir zemine düştüler.

Hafifçe sallanarak ayağa kalktıklarında Kovuk'un kapısının şiddetle açıldığını gördüler. "Harry? Violet? Sen gerçek Harry misin? Ne oldu? Diğerleri neden gelmedi?" Bayan Weasley çileden çıkmış gibiydi. Violet kendilerinden önce gelmesi gereken anahtarlara baktı, yerde duruyorlardı. "Başka kimse gelmedi mi?"

"Hayır, ilk siz geldiniz." dedi Ginny, annesine nazaran daha sakin gözüküyordu ama onun da telaşlı olduğu ikide bir anahtarları kontrol etmesinden belli oluyordu. "Ölüm Yiyenler bizi bekliyordu." diye anlatmaya başladı Harry. "Havalandığımız gibi her yerimizi sardılar. Bu gece olduğunu biliyorlardı, Voldemort da oradaydı. Bu yüzden diğerlerini ne olduğunu bilmiyorum." Bayan Weasley ikisini de çekip çok sıkı şekilde kucakladı. "Çok şükür iyisiniz."

Violet BlackWhere stories live. Discover now