51. Bölüm

9.7K 1.5K 485
                                    

Sokağın ortasında durmuş öylece Sefa'nın yüzüne bakıyordum. Yüzünü sokak lambaları aydınlatıyordu. Ne demekti şimdi bu? Benden hoşlandığını falan mı söylemişti? "Yani şimdi sen..." diyerek konuşmaya başladım. "Benden mi hoşlanıyorsun?"

"Hayır." diyerek konuştu. "Arkadaş olmasaydık belki bu olabilirdi ama seni seversem beni sever misin, diye merak ettim sadece." 

"Arkadaş olmasaydık severdim." diyerek konuştum. Bana bakmayı bırakıp yürümeye devam etti. Bir süre arkasından baktım ve daha sonra hızla yanına gidip yürümeye devam ettim. "Ee kimden hoşlanıyorsun?"

"Kimseden." dediğinde kaşlarımı çattım.

"E az önce birinden hoşlandığını söyledin!"

Durdu. "Öyle mi dedim?"

"Evet."

"Olmuşsa da yanlışlıkla olmuştur."

"Peki." dedim ve bizim sokağa girince binaya doğru yürümeye başladım.

"Şirinem?" diyerek bana seslenince dönüp ona baktım. "Yarın sabah sekizde kapının önünde ol."

"Ararım seni." dedim.

"Arama. Kapının önünde ol." dedi ve binaya girdi. Bir süre onların binaya baktım. Neden böyle davranıyordu ki şimdi?

"Abla!" diyerek bana doğru gelen Emir'e baktım. "Sen dışarıda mıydın?"

"Evet."

"Bana haber vermedin. Yanında biri var mıydı?"

"Sefa vardı." diye mırıldandım ve kapıyı açarak binadan içeriye girdim.

"Nereye gittiniz?" diye sordu Emir, yukarı çıkarken.

"Yarın resim yarışmasına gideceğiz." dedim ve evin kapısını açarak içeri girdim.

Emir'in daha fazla konuşmasına izin vermeden odama girdim ve hemen rahat bir şeyler giyindim. Yağmur yağmaya başlamıştı. Odam havalansın diye camı açtım ve dışarı baktım. Çok güzel toprak kokuyordu. Perdemi düzeltip yatağıma oturduğum sırada telefonumun çalmasıyla yatağımın üzerindeki telefonumu alıp ekrana baktım. 

'Salih Arıyor...'

Cevaplandırıp kulağıma götürdüm. "Efendim?"

"Ne yapıyorsun?"

"Biraz önce geldim eve. Sen ne yapıyorsun?"

"Evdeyim işte ne olsun?" dedi ve birkaç saniye sessiz kalıp tekrar konuştu. "Ee resim yarışması için ne dediler?"

"Sen nereden biliyorsun? Sefa mı söyledi?"

"Hayır. Dün okula annem ve babam geldi. Hocalarla konuştuktan sonra Ümit Kral ile görüşüyorlardı. O anda odaya iki tane adam girdi ve resim yarışması için iki öğrenci istediler. Para vereceklermiş ve her okuldan iki öğrenci alıyorlarmış. Bende, Sefa ve sen vakit geçirirsiniz diye hemen isminizi verdim. Sefa, belki kendine tel Sefa çizer ama senin resmin iyidir diye düşündüm. Bu yüzden Ümit Kral duyuru yapmayıp direkt sizin isminizi verince, bende numaralarınızı verdim." diyerek açıklama yaptı. "Ee gidiyor musunuz?"

"Evet." dedim. "Bu arada teşekkürler."

"Rica ederim."

"Sefa, bugün bana ne dedi biliyor musun?"

"Ne dedi?"

"Seni sevsem sende beni sever misin, dedi."

"Hadi be!"

"Valla."

"Ama sonra benden hoşlanmadığını sadece arkadaş olmasaydık olur muyduk gibisinden bir şeyler zırvaladı."

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin