Yedinci Bölüm

170K 10.5K 3.9K
                                    

Selamlar,

Çok korkunç bir şey oldu 😱 Bölümü düzenlerken yanlışlıkla hepsini sildim, ödüm koptu 🥺 Neyseki geri alabildim 🥵 bölümsüz kalıyordunuz az kalsın, yazarınız kurtardı 💃🏻

Sınır: 700 oy, 1400 yorum.

Kitabın şu ana kadar yazdığım en uzun bölümü oldu, size göre eminim kısadır 😄😄

Oy vermeyi unutmayın. Satır arasına iliştirdiğiniz çiçekler beni çok mutlu ediyor, bilin istedim 🌸

Aşağıdaki foto çok hoş değil mi🥵🥵

Aşağıdaki foto çok hoş değil mi🥵🥵

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

💫

Gözlerim irileşip çenem yer çekimine mağlup olup usulca aşağı doğru inerken "Ne yengesi?" dedim büyük bir tepkiyle.

Hamza'nın bir anda büyük bir coşkuyla bana sarılmasıyla bugünkü bilmem kaçıncı şokumu geçiriyordum. Kollarını canımı çıkarmak istercesine bedenime dolamış, nefes almama koca cüssesiyle engel olmuştu.

"Canım yengem be! Sonunda kardeşimin de hayatında biri var. Nagihan sultan tatlı yapmış mahalleye dağıtıyor sizin için. Ben de müjdeli haberi alır almaz geldim!"

Bedenime ahtapot gibi dolanan kollar bir anda yok olurken Savaş Bey'in Hamza'yı ensesinden yakalamış, çatılmış kaşları ve öfkeli bakışlarıyla onu azarlıyor olduğunu gördüm. "Ulan zevzeklik edip durma! Dön işinin başına!"

Hamza çevik bir hareketle onun tutuşundan kurtulup yeniden soluğu yanımda aldı. Sempatik bir yüzü vardı. Konuşurken büyük bir heyecan ve neşe hâkimdi ses tonuna.

"Bir çayımı içirmeden hayatta bırakmam! Yengemle tanışıp kaynaşmamız lâzım,"

Açlıktan bayılmamış olsam bile bu adamın papağan gibi yenge demesinden bayılacaktım!

Bir de sesinin ayarı yoktu. Memurların bakışları üzerimizden ayrılmıyordu. Daha fazla yanlış anlamaya mahal vermemek amacıyla kendimi açıklama gereği duydum. Aksi takdirde karakoldan medeni hâlim değişmeden çıkamayacak gibi duruyordum.

"Savaş Bey hiçbir şeyim olmuyor, memur bey. Şimdi kapıdan çekilirseniz evime gideceğim!"

Hamza zerre kıpırdamadı yerinden. "Kavga mı ettiniz yenge?" dedi kafasında anında bir senaryo yazarken. Başını hızla Savaş Bey'e çevirdi. "Böyle küs ayrılmayın. Yengemin gönlünü almadan bırakma,"

Yenge deme artık!

Nefesimi kuvvetlice üfledim. "Kardeşim algılama problemin mi var? Biz sevgili değiliz! Yenge deyip durma bana."

Normalde asla kimsenin kalbini kıracak bir söz söylemezdim ama bugün sinirlerim o kadar gerilmişti ki ağzımı tutamıyordum. Başımın ağrısı yeniden başlayacak gibiydi. Bir an önce evime gidip uyumak istiyordum.

155 POLİSİYEWhere stories live. Discover now